Ahmed Arif Şiirleri – Ahmet Arif’in En Anlamlı 15 Şiiri

Ahmed Arif 1927 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. Gazeteci ve şair olan Ahmed Arif’in birçok ünlü eseri bulunmaktadır. İşte Ahmet Arif şiirleri;
Ahmed Arif Şiirleri – Ahmet Arif’in En Anlamlı 15 Şiiri

En Güzel ve Kısa Ahmet Arif Aşk Şiirleri

Ahmed Arif 1927 yılında Diyarbakır’da doğuştur. Ankara Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olan Arif genç yaşından itibaren şiir yazmaya başlamıştır. Bu içeriğimizde Ahmet Arif şiirlerini bir araya getirdi. İşte en güzel ve kısa Ahmed Arif aşk şiirleri…

Ahmet Arif Şiirleri;

1. Sevdan Beni

Terketmedi sevdan beni,

Aç kaldım, susuz kaldım,

Hayın, karanlıktı gece,

Can garip, can suskun,

Can paramparça...

Ve ellerim, kelepçede,

Tütünsüz uykusuz kaldım,

Terketmedi sevdan beni...

Ahmet Arif Şiirleri


2. Hasretinden Prangalar Eskittim

Seni, anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara.

Seni anlatabilmek seni,

Namussuza, halden bilmeze,

Kahpe yalana.

 

Ard-arda kaç zemheri,

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.

Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...

Bir ben uyumadım,

Kaç leylim bahar,

Hasretinden prangalar eskittim.

Saçlarına kan gülleri takayım,

Bir o yana

Bir bu yana...

 

Seni bağırabilsem seni,

Dipsiz kuyulara,

Akan yıldıza,

Bir kibrit çöpüne varana,

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne.

 

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,

Yitirmiş öpücükleri,

Payı yok, apansız inen akşamdan,

Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,

Seni anlatabilsem seni...

Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır

Üşüyorum, kapama gözlerini...

Ahmet Arif Şiirleri


3. İçerde

Haberin var mı taş duvar?

Demir kapı, kör pencere,

Yastığım, ranzam, zincirim,

Uğruna ölümlere gidip geldiğim,

Zulamdaki mahzun resim,

Haberin var mi?

Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,

Karanfil kokuyor cıgaram

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…

Ahmet Arif Şiirleri


4. Akşam Erken İner

Akşam erken iner mahpusaneye.

Ejderha olsan kar etmez.

Ne kavgada ustalığın,

Ne de çatal yürek civan oluşun.

Kar etmez, inceden içine dolan,

Alıp götüren hasrete.

 

Akşam erken iner mahpusaneye.

İner, yedi kol demiri,

Yedi kapıya.

Birden, ağlamaklı olur bahçe.

Karşıda, duvar dibinde,

Üç dal gece sefası,

Üç kök hercai menekşe...

 

Aynı korkunç sevdadadır

Gökte bulut, dalda kaysı.

Başlar koymağa hapislik.

Karanlık can sıkıntısı...

"Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri,

Bense volta'dayım ranza dibinde

Ve hep olmayacak şeyler kurarım,

Gülünç, acemi, çocuksu...

 

Vurulsam kaybolsam derim,

Çırılçıplak, bir kavgada,

Erkekçe olsun isterim,

Dostluk da, düşmanlık da.

Hiçbiri olmaz halbuki,

Geçer süngüler namluya.

Başlar gece devriyesi jandarmaların...

 

Hırsla çakarım kibriti,

İlk nefeste yarılanır cıgaram,

Bir duman, kendimi öldüresiye.

Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,

Ama akşam erken iniyor mahpusaneye.

Ve dışarda delikanlı bir bahar,

Seviyorum seni,

Çıldırasıya

Ahmet Arif Şiirleri


5. Ay Karanlık

Maviye/Maviye çalar gözlerin,

Yangın mavisine/Rüzgarda asi,

Körsem/Senden gayrısına yoksam

Bozuksam/Can benim, düş benim,

Ellere nesi?

Hadi gel,

Ay karanlık...

İtten aç/Yılandan çıplak,

Vurgun ve bela

Gelip durmuşsam kapına

Var mı ki doymazlığım?

İlle de ille/Sevmelerim,

Sevmelerim gibisi?

Oturmuş yazıcılar

Fermanım yazar

N'olur gel,

Ay karanlık...

Dört yanım puşt zulası,

Dost yüzlü,

Dost gülücüklü

Cıgaramdan yanar.

Alnım öperler,

Suskun, hayın, çıyansı.

Dört yanım puşt zulası,

Dönerim dönerim çıkmaz.

En leylim gecede ölesim tutmuş

Etme gel,

Ay karanlık...

Ahmet Arif Şiirleri


6. Bir Akşamüstüdür

Bir akşamüstüdür şarabî

Bahçeler ve dağlar üzre hükümran;

Tam dünyayı dolaşmak saatindesin.

Ay ışığı su içer birazdan.

Kızarmış kalçalarını çanlar

Alabildiğine vurur.

Sen çocuk tulumunda

Matbaa mürekkebi

Rüsva olmuş ellerinin emeği,

Manşetlerde kilometre kilometre yalan

Sallanır durur.

 

Bir akşamüstüdür katil, muhteşem

Alıp götürmüşler dost dediğini

Almış rüzgârlar içini,

Ümide benzer, sevdaya benzer...

Soğuk bir namludur kör ve pusuda

Ense kökünde zulüm,

Ve sermiş cânım sofrasını dört başı mâmur

Burnun dibine hürriyet.

Seviyorum mümkün değil;

Aranızda kurşun, yasak bölge var

Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel

Kanunu yapanlar ihtiyar.

Ahmet Arif Şiirleri


7. Haberin Var Mı Taş Duvar?

Haberin var mı taş duvar?

Demir kapı, kör pencere,

Yastığım, ranzam, zincirim,

Uğrunda ölümlere gidip geldiğim

Zulamdaki mahzun resim.

Görüşmecim yeşil soğan göndermiş

Karanfil kokuyor cigaram

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..

Ahmet Arif Şiirleri


8. Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden

Yiğit harmanları, yığınaklar,

Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.

Dize getirilmiş haydutlar,

Hayınlar, amana gelmiş,

Yetim hakkı sorulmuş,

Hesap görülmüş.

Demdir bu...

 

Demdir,

Derya dibinde yangınlar,

Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...

Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,

Çelik kadavrası korugan'ların.

Ölünmüş, canım,ölünmüş

Murad alınmış...

 

Gelgelelim,

Beter, bize kısmetmiş.

Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,

Susmak ve beklemek, müthiş

Genciz, namlu gibi,

Ve çatal yürek,

Barışa, bayrama hasret

Uykulara, derin, kaygısız, rahat,

Otuziki dişimizle gülmeğe,

Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...

Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,

Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret

Ve asıl biz biliriz kederi.

 

İçim, bir suskunsa tekin mi ola?

O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,

Ve genç bir mısradır

Filinta endam...

Neden, neden alnındaki yıkkınlık,

Bakışlarındaki öldüren buğu?

Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...

Nasıl da almış aklımı,

Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,

Dost, düşman söz eder kendi kavlince,

Kınanmak, yiğit başına.

Bu, ne ayıp, ne de yasak,

Öylece bir gerçek, kendi halinde,

Belki, yaşamama sebep...

 

Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.

Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,

Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...

Ve zehir - zıkkım cıgaram.

Gene bir cehennem var yastığımda,

Gel artık...

Ahmet Arif Şiirleri


9. Merhaba

Gün açar,

Karın verir yağmurlu toprak.

İncesu Deresi, merhaba.

Saçakta serçeler daha çılgındır,

Bulutlarda kartal,

Daha çalımlı.

Koparır göğsünden bir düğme daha,

Tezkere bekliyen biri.

İncesu Deresi, merhaba.

 

Genç bayraklar vardır,

Barış düşünür,

Kuyularda işçi mavilikleri.

Ben hepsini düşünürüm,

Yirmidört saat

Ve seni düşünürüm,

Karanlık, hırslı...

Seni, cihanların aziz meyvası

İlan-ı aşk makamından bir mısra,

Yeşerip, kımıldar içimde,

Düşer aklıma gözlerin...

 

Oysa murad alamam.

Oysa akdan-karadan

Bilirim, payım bu kadar...

Unutmuş gülmeyi gözbebeklerim.

Unutmuş dudaklarım öpmeyi.

İncesu Deresi, merhaba...

Ahmet Arif Şiirleri


10. Onur Da Ağlar

Gözlerinin pınarında

Bir bulut,

Boşandı boşanacak

Nerdeyse.

Aklımdan geçenleri

Okuyorsun su gibi.

Dünya gördü

Bizi boğazladılar...

 

Tutma gözyaşlarını

Onur da ağlar...

Bırak yıkansın gökyüzü,

Lacivert, yeşil, altın

Işıkları günbatımın.

İşte şafaktayız gene

Çırılçıplak

Ve mavi.

İşte sanki dağ yeli

Ve işte sanki meltem...

 

Kimse toz konduramaz

Kesip attığımız tırnağa bile.

Sen en güzel kızısın

Bütün galaksilerin

Bense tözüyüm artık

Akkor tözüyüm

Prometheus'u yakan

Kara sevdanın...

 

Ne alnımızda bir ayıp

Ne koltuk altında

Saklı haçımız

Biz bu halkı sevdik

Ve bu ülkeyi.

İşte bağışlanmaz

Korkunç suçumuz..

Ahmet Arif Şiirleri


11. Suskun

Sus, kimseler duymasın,

Duymasın, ölürüm ha.

Aymışam yarı gece,

Seni bulmuşam sonra.

Seni, kaburgamın altın parçası.

Seni, dişlerinde elma kokusu

Bir daha hangi ana doğurur bizi?

Ruhum... Mısra çekiyorum haberin olsun.

Çarşıların en küçük meyhanesi bu,

Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.

Derimizin altında o ölüm namussuzu...

Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.

İlktir dost elinin hançersizliği...

Ağlıyor yeşil.

 

Rüya, bütün çektiğimiz.

Rüya kahrım, rüya zindan.

Nasıl da yılları buldu,

Bir mısra boyu maceram...

Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,

Bilmezler nasıl sevdik,

İki yitik hasret,

İki parça can.

Çatladı yüreği çakmaktaşının,

Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde

Çağlardır boğulmuş bir su...

Ağıyor yeşil.

Ahmet Arif Şiirleri


12. Tutuklu

Birden

Kurşun yemiş gibi susar

Gözbebeklerine karşı

Susar da

Açılıp yol verir şehir

Sade radyolarda bir gamlı hava

"Elaziz uzun çarşı"

 

Firarda gözüm yok

Namussuzum yok

Yok pişmanlık bir halim

Yaslanıp bir cigara yakmak isterim

Dumanı cevahir değer

 

Mağlup mu desem mahçup mu

Ama ikisi de değil

Ben garip sen güzel

Dünya umutlu

Öyle bir tuhafım bu akşam üstü

Sevgilim

Canavar götürür gibi

iki yanım

İki süngü.

Ahmet Arif Şiirleri


13. Unutamadığım

Açardın,

Yalnızlığımda

Mavi ve yeşil,

Açardın,

Tavşan kanı, kınalı-berrak.

Yenerdim acıları, kahpelikleri...

 

Gitmek,

Gözlerinde gitmek sürgüne.

Yatmak,

Gözlerinde yatmak zindanı.

Gözlerin hani?

 

"To be or not to be" değil.

"Cogito ergo sum" hiç değil...

Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,

Durdurulmaz çığı

Sonsuz akımı.

 

İçmek,

Gözlerinde içmek ayışığını.

Varmak,

Gözlerinde varmak can tılsımına.

Gözlerin hani?

 

Canımın gizlisinde bir can idin ki

Kan değil,sevdamız akardı geceye,

Sıktıkça cellad,

Kemendi...

 

Duymak,

Gözlerinde duymak üç-ağaçları

Susmak,

Gözlerinde susmak,

Ustura gibi...

Gözlerin hani?

Ahmet Arif Şiirleri


14. Yurdum Benim Şahdamarım

Engereğin dişlerine işledim,

Ağu dişlerine

Oluklu, çentik...

Ve vurgun,

Gözleri bir çift cehennem

Burnuna kan tütmüş

Pars bıyığına...

Dağın pulat yüreğine işledim,

Şimşeğin masmavi usturasına

Sevdanı usul-usul

Sevdanı mısra-mısra

Lo ben seni hapislerde sevmişim,

Ben seni sürgünlerde.

Yurdum benim şahdamarım...

 

Yücende buzul

Ve kar,

Maviş dağ tavşanları

Gün vuranda alaran

Zemheri yılanları

Ve yahut bir hışımla

Öyle çakılan

Sonsuzluğun yakışığı kartallar.

...........

Başım gözüm üstünesin

Suskum, avazım üstüne...

Adından başka silah

Yazgından başka günah

Daha yazmamış

Hiçbir gizli dosyada

Hiçbir açık kitapta.

Ahmet Arif Şiirleri


15. Öyle Yıkma

öyle yıkma kendini

öyle mahsun, öyle garip...

nerede olursan ol

içerde, dışarda, derste, sırada,

yürü üstüne üstüne

tükür yüzüne celladın

fırsatçının, fesatçının, hayının...

dayan kitap ile

dayan iş ile

tırnak ile, diş ile

umut ile, sevda ile, düş ile

dayan rüsva etme beni!

Ahmet Arif Şiirleri

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ahmed Arif SözleriFuzuli Şiirleri
Faruk Nafiz Çamlıbel ŞiirleriArif Nihat Asya Şiirleri
İsmet Özel ŞiirleriMevlana Şiirleri
Nihal Atsız ŞiirleriAbdürrahim Karakoç Şiirleri
Ömer Hayyam ŞiirleriCemal Safi Şiirleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum