Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri | En Güzel ve Unutulmaz Şiirleri

Faruk Nafiz Çamlıbel'in en güzel şiirlerini keşfedin! Milli edebiyatın usta kaleminden derin anlamlar taşıyan, duygu dolu ve etkileyici şiirleri burada.
Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri | En Güzel ve Unutulmaz Şiirleri

Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri

Faruk Nafiz Çamlıbel, Türk edebiyatının en değerli şair ve yazarlarından biri olarak kabul edilir. 18 Mayıs 1898’de İstanbul’da doğan şair, özellikle milli edebiyat anlayışı çerçevesinde eserler üretmiş, duygu yüklü şiirleriyle tanınmıştır. Babası memur olduğu için zorlu şartlar altında eğitimine devam eden Faruk Nafiz, önce tıp öğrenimine başlamış ancak sonrasında gazeteciliğe yönelmiş, ardından öğretmenlik yapmıştır. Anadolu’nun çeşitli kentlerinde görev alması, eserlerine derin gözlemler ve duygusal yansımalar olarak sirayet etmiştir. Özellikle “Han Duvarları” şiiriyle büyük yankı uyandıran şair, Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl Marşı’nın sözlerini yazarak tarihe geçmiştir. 8 Kasım 1973’te vefat eden Faruk Nafiz Çamlıbel, geride pek çok etkileyici şiir ve eser bırakmıştır. İşte sizler için derlediğimiz en güzel ve kısa Faruk Nafiz Çamlıbel şiirleri:

Faruk Nafiz Çamlıbel Şiirleri

1. Kıskanç

  • Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın!
  • Sesini duyan olur, sana göz koyan olur,
  • Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
  • Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...

Dilerim Tanrı'dan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!

Kıskanç Şiiri

2. Son Aşık

Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,
Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene
Ak düşünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşıkın ben olacağım.

  • Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,
    Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün,
    Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün,
    O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?
  • Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar,
    O gün bana yaklaşırken ey ilahi yar,
    Esirgeme gözlerimden bir son buseni,
    Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,
    Çünkü ruhum, sen de o gün anlayacaksın,
    Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!
Son Aşık Şiiri

3. Eriyen Adam

Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor,
Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım.
Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor,
Ben sıcak bir denize inen buzdan bir dağım.

  • Yanında damla damla bittiğimi duyarım,
    Yoklarım yerinde mi yüzüm, alnım, saçlarım?
    Bir göğüs geçirerek derim ki: “Yine varım,
    Fakat bir rüya gibi şimdi kaybolacağım.”
  • Bir gün, için içimde neyim varsa alacak,
    Varlığım bir su olup kabından boşalacak,
    Benden nişan olarak kucağında kalacak
    Boş bir yığın: Elbisem, gömleğim, boyunbağım.
Eriyen Adam Şiiri

4. Çoban Çeşmesi

Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.

  • "Göynünü Şirin'in aşkı sarınca
    Yol almış hayatın ufuklarınca,
    O hızla dağları Ferhat yarınca
    Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."
  • Ne şair yaş döker ne aşık ağlar,
    Tarihe karıştı eski sevdalar.
    Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
    Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...
Çoban Çeşmesi Şiiri

5. Dün Bir Kadın Ağladı

  • Güneşle ayın bile girmediği bir yerde,
    Dün ancak gözyaşı ile sönen bir ateş yandı.
    Sesini yükselterek karşımda perde perde,
    Dün bir kadın ağladı, bir gönül parçalandı...
  • Kolumun çemberine atarak varlığını,
    Yandı, yandırdı beni canlı bir kor yığını!
  • "Sana 'oğlum' diyen, 'gelin ol' diyen yürek, zamanla kavrulan bir acının tercümesidir."

Gözümde tüllenen anıları anlatınca,
Benim kadar kimse ağlamadı ardınca.

Dün Bir Kadın Ağladı Şiiri

6. Sen Nerdesin?

Caddeden sokaklara doğru sesler elendi,
Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi.
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar,
Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar...

  • Benimle ağlayan gölgemi nerede bulurum,
    Bir aşkı yitirmek, tüm şehri karartır umudum.
  • Ben evimde seni bekledim, yuvamı çiçekledim,
    Yollarını gözledim, geçeceksin diye izledim.

Ömrüme gölgen bile düşmedi, yokluğun bu evde hüzünlü bir şiir gibi yankılandı.

Sen Nerdesin Şiiri

7. Son Beklediğim

Ufkumda bulutlar kümelerken kara bahtım,
Ben her gönül ufkunda doğan sabahtım.
Devran herkese taslarla zehir sundu da birden,
Ben herkese bir neşe yarattım o zehirden.

  • "Bir günde doğup can veren altın kelebekler,
    Bizden daha genç bir şair öldü diyecekler!"
  • Bir beklediğim gelmedi, gelse de ben yoktum,
    Oysa benim en hüzünlü hayalimde koktum.
Son Beklediğim Şiiri

8. P*ç

Sıcak bir el değmeden henüz ilk gözyaşına,
Kundağını serdiler bir musalla taşına,
Gözlerin bir caminin eşiğinde açıldı,
Atıldın doğduğun gün hayata tek başına.

  • Kimsesizliğin soğuk nefesi, senin ilk nefesindi;
    Bu dünya böyle zalim, kim bilir hangi tesadüftü nesebin diyecekti bazıları.
  • Bende hakkın yok ki benim olayım, sen kendi acını ve dışlanmanı taşıyacaksın madem.
    Bir babasız yavrudan bir peygamber çıkardı belki, senin yolun nicedir kim bilir.

Bir şiir gibi acı büyür göğsünde; dünya ‘sen kim oluyorsun?’ dercesine bakar sana...

Pç Şiiri

9. Firari

Gözlerinde ateş, alnında hicran,
Beni her gece yanan bir meşale sandın.
Sen kaçtın, ben yangınlar içinde firar ettim,
Ah bu sönmeyen sevdanla sen beni yandırdın.

  • Kirpiğine sürme çekip arzulara daldın,
    Benim gönlüm âh, mesafelerle boğuşur oldu.
  • Ben bir deli ateşim, sen ise kaçan gölgesin,
    Bu kaçışın sonunda ben mi yandım sen mi söndün?
Firari Şiiri

10. Gençlik

Anlattı erenler: Bir bahar değil,
Aşıkın ömründe bin bahar varmış.
Hicranla ağaran bu saçlar değil,
Sevgisiz kalan kalb ihtiyarlarmış...

  • Bir kez gerçekten sevdin mi ruhunda bin bahar olur,
    Her hicran kendi göğünde solsa da aşk yine solmaz.
  • Ömrüm, değişen maceralarla yeniden coşar,
    Sevgisiz kalmak, kalbin sonsuz hüzünle dolaşmasıdır.
Gençlik Şiiri

11. Melek

Annesi dün Zeynebe “Melek yavrum!” diyordu,
İşitince bu sözü, kız merak etti, sordu:
-“Melek yavrum ne demek? Doğrusu anlamadım;
Melek kanatlı olur; hani benim kanadım?”

  • Annesi içlenerek dedi: “Üç yavrum daha vardı,
    Onlar kanatlanarak elimden uçmuşlardı.
  • Bari sen uçma diye, çok sevdim seni kızım,
    Ben kanadını kopardım, kal yanımda yalnızım.
Melek Şiiri

12. Memleket Türküsü

El gibi dolaşma Anadolu'nda,
Arkadaş, yurdunu içinden tanı.
Dinle bir yosmayı pınar yolunda,
Dinle bir yaylada garip çobanı.

  • Bu yolda herkes bir ey delikanlı,
    Diriler şerefli, ölüler şanlı.
  • Sözlerinde saklıdır Anadolu’nun kadim sesi,
    Yeter ki kulak veresin toprakların nefesine.
Memleket Türküsü Şiiri

13. Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşar da gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!

  • Başarı her zaman sebat ister, korku sarsılsa da,
    Yürekten çarpan kalp zaferin peşine düşer her sahada.
  • Ateşle sınanan ruhların türküsüdür bu;
    Her dizesi milletin göğsüne nakış gibi işlenir.
Zafer Türküsü Şiiri

14. Kış Bahçeleri

Dinmiş denizin şarkısı, rüzgar uyumakta,
Rıhtım boyu sonsuz bir üzüntüyle karaltı,
Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta,
Mazi gibi sislenmiş Emirgan Çınaraltı.

  • Sararmış yapraklar mektuplar gibi üst üste,
    Kim bilir hangi aşkın izlerini saklar bu sonbahar.
  • Kış soğuğunda içini ısıtan tek şey de,
    Baharı anımsatan, geçen zamandır yâr.
Kış Bahçeleri Şiiri

15. Koşma

Kirpiğine sürme çek, kına yak parmağına:
Bu yıl yaşın girecek, kız, gelinlik çağına.

  • Yaş olsam gözden akmam,
    Göz olsam gayre bakmam,
    Vatanımsın, bırakmam
    Ellerin kucağına!
  • Ko, düşsün gönül kuşum,
    Saçlarının ağına.
Koşma Şiiri

 Yazar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum