İsrail - Filistin Sorunu | Tarihi ve Yaşanan Olaylar

İsrail'in Filistin halkına zulmü ve mezalimi dün olduğu gibi bugün de sürmektedir. Peki ya İsrail Filistin sorunun tarihçesi nedir? İşte detaylar.
İsrail - Filistin Sorunu | Tarihi ve Yaşanan Olaylar

İsrail-Filistin sorunu, dünya siyasi tarihinde en uzun ve en karmaşık çatışmalardan biridir. İsrail ve Filistin halkları arasındaki siyasi, toprak ve güvenlik sorunlarını kapsayan bu sorun, yıllardır uluslararası toplumun da gündeminde yer almaktadır.

İsrail Filistin Sorunu Nedir?

İsrail Filistin Sorunu

İsrail ve Filistin halkları arasındaki siyasi, toprak ve güvenlik sorunlarını kapsayan bir sorundur. Bu sorunun kökenleri, İsrail'in 1948'de kurulmasıyla başlar. Bu tarihte, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen bir plana göre, Filistin bölgesi Yahudi ve Arap devletleri arasında bölünecekti.

Ancak, bu bölünme süreci sırasında, Arap ülkeleri İsrail'in kuruluşunu reddetti ve İsrail ile çatışmaya girdiler. Bu çatışmalar sonucunda, Filistin topraklarının bir kısmı İsrail kontrolüne geçti ve yüz binlerce Filistinli mülteci oldu.

Bugün, İsrail-Filistin sorunu hala devam ediyor ve Batı Şeria ve Gazze Şeridi gibi Filistin toprakları İsrail tarafından kontrol ediliyor. Bu durum, İsrail ve Filistin halkları arasında toprak, güvenlik ve siyasi anlaşmazlıklara neden olmaktadır.

İsrail-Filistin sorunu aynı zamanda uluslararası toplumun da dikkatini çeken bir konudur. Birçok ülke ve uluslararası örgütler, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın sonlandırılması için çaba sarf etmektedirler.

İsrail-Filistin Sorunu Tarihi

İsrail Filistin Sorunu

İsrail-Filistin sorunu tarihi kökleri olan bir konudur. Bu sorun, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle başladı. İngilizler, Filistin bölgesini ele geçirdikten sonra, 1917'de Balfour Deklarasyonu'nu yayınladılar. Bu deklarasyon, Yahudi halkının Filistin'de bir "ulusal ev" kurmasına izin vereceğini ifade ediyordu.

Daha sonra, Birleşmiş Milletler 1947'de bir plan hazırladı ve Filistin topraklarını Yahudi ve Arap devletleri arasında bölüştürdü. Ancak, bu plan Arap ülkeleri tarafından reddedildi ve İsrail'in kuruluşu ile sonuçlandı. İsrail, 1948'de bağımsızlığını ilan etti ve bu tarihten sonra Arap-İsrail savaşları başladı.

1967'de, İsrail Arap ülkeleri ile altı gün süren bir savaş yaşadı ve Batı Şeria, Gazze Şeridi, Doğu Kudüs, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri gibi toprakları ele geçirdi. Bu topraklar, İsrail-Filistin sorununun bugünkü halini oluşturuyor.

Filistinliler, İsrail'in bu toprakları işgal etmesi nedeniyle topraklarından ayrılmak zorunda kaldılar ve milyonlarca Filistinli mülteci oldu. Bu durum, İsrail-Filistin sorununun en önemli sorunlarından biridir.

İsrail'in Kuruluşu

İsrail Filistin Sorunu

I. Dünya Savası’ndan sonra Orta Doğu’da Osmanlı İmparatorluğu’ndan boşalan yeri İngiltere ve Fransa doldurmaya çalıştı. I. Dünya Savaşı bundan başka yeni bir politik değişimi de beraberinde getirdi. Bu değişimler biri de Yahudi faktörüydü. Yahudilerin Filistin’e yerleşmesi Arap tepkisini çekti. 1.Dünya Savasında Araplar Türklere karşı savaşmışlar buna karşılık da İngilizlerden bağımsızlık sözü almışlardı. Ancak İngiltere buna yanaşmayınca bölgede sık sık isyanlar çıktı. Bu dönemde Arap liderliğine soyunan devlet ise Mısır oldu.

Yahudiler 19. yüzyılın sonlarında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Vaat edilmiş topraklar üzerine devlet kurma çalışmaları, ilk önce İngiltere’nin yardımlarıyla görülmüştü. 1848’de İngiliz hükümeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, Ortadoğu’da İngiltere’ye dost bir devlet kalmamıştı. İngiliz menfaatleri, bu bölgede bir dost devletin bulunmasını gerektiriyordu. Filistin’de kurulacak bir Yahudi devleti bu boşluğu doldurabilecekti. Bundan dolayı 2 Kasım 1917’de İngiltere dış işleri bakanı Arthur Balfour'un girişimiyle Balfour Deklarasyonu, 1917 süreci başlatılmış oldu. Birleşmiş Milletler Cemiyeti de 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı.

Bundan sonraki yıllarda Nazi Almanya'sının Yahudilere karşı soykırıma başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagana, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Filistin’e gizli Yahudi göçleri düzenlemeye başladı.

İkinci Dünya Savaşının müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaşmıştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağlayan İsrail, Filistin meselesini Birleşmiş Milletlere götürüp, meselenin çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Kasımında iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Kudüs şehrine ise Birleşmiş Milletler denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü verildi.

Bu çözüm Arapları tatmin etmedi. Filistin iç savaşı başladı. BM’in taksim kararı, Arap ülkelerinde tepkiyle karşılanmış ve Amerikan, Sovyet ve BM aleyhtarı gösterilere yol açmıştı. Aralık 1947 başlarından itibaren, Filistin’de, Arap ve Yahudiler arasında gittikçe artan bir gelişme gösteren çatışmalar ortaya çıkmıştı.

BM’in taksim kararının uygulanmasını imkansız kılan bu gelişmeler, bir yandan Güvenlik Konseyi’nde ele alınırken, öte yandan Genel Kurul da durumu görüşmek üzere toplantıya çağrılmıştı. Genel Kurul’un 19 Nisan 1948’de başlayan görüşmeleri, İngiltere’nin Filistin’deki manda yönetiminin resmen sona ermesiyle birlikte 14 Mayıs’da Filistin’de İsrail Devletinin kurulduğu ilan ediliyordu.

İsrail-Arap Savaşları

İsrail Filistin Sorunu

14 Mayıs 1948 tarihinde İsrail Devleti’nin kurulduğunun açıklanması Arapların sert tepkisine yol açtı. Filistinli Araplar, Ürdün, Mısır, Lübnan, Suriye ve Irak İsrail’e karşı ittifak oluşturarak İsrail’e savaş açtılar.

Yeni kurulmuş, donanımı yetersiz İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), İsraillilerin "İsrail’in Bağımsızlık Savaşı" olarak adlandırdıkları Arap-İsrail savaşı başlamış oldu. Birleşmiş Milletlerin çabalarına karşın 15 Mayıs’ta başlayan savaş 11 Haziran’a kadar sürdü. Ancak bir aylık ateşkesin ardından savaş yeniden başladı. Bu sürede önemli ölçüde dış yardım alan İsrail, Arap Devletlerini ilerleyişini engellemeyi başardı.

Ekim ayında tekrar saldırıya geçen İsrail kuvvetleri Necef ve Celile’yi ele geçirdi. 1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlenmiş ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalanmıştır.

Yapılan ateşkesin ardından İsrail topraklarını Filistin’in iç kesimlerine doğru genişletti. İsrail'in Filistinliler ile olan gerginliği ise sürmekte, bu gerginlik Orta Doğu'da istikrarsızlık nedeni olmaya devam etmekteydi.

1948 yılındaki Arap-İsrail savaşından sonra 1956, 1967 ve 1973 yılında üç Arap-İsrail savaşı daha yaşanmıştır. İsrail, 1967 savaşında işgal ettiği Doğu Kudüs’ü 1980 yılında Batı Kudüs ile birleştirerek başkenti ilan etmiş, 1981 yılında da Golan tepelerini ilhak ettiğini açıklamıştır.

BM’nin olayı kınaması da, ABD’nin İsrail’e olan desteği Reagan döneminde de devam etti. Haziran 1982’de İsrail güçleri Filistinli kuvvetlerin Lübnan’daki varlığına son vermek için bu ülkeye girdi. Beyrut kuşatıldı ve kent tamamen boşaltıldı. İsrail saldırıları ve sivillerin gördüğü zararın ağırlaşması tüm dünyanın tepkisini çekti.

Daha sonra 1992’de Washington’da Arap-İsrail barış görüşmeleri başladı. Ancak bu girişimler sonuçsuz kaldı. 1993 yılında ise ABD’nin önderliğinde Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail birbirlerini tanıdıklarını açıklayan bir anlaşma imzaladılar.

Günümüze kadar yapılan barış girişimleri ve ateşkeslerin çoğunun ömrü fazla uzun olmadı. İsrail’in Filistinlilere saldırıları barış çabalarını her zaman zarar vermiştir.

Bu sorun, ilk Yahudi Devleti kurma fikri çıkmasından ve bu fikrin uygulanmaya başlanmasından bu yana günümüze kadar devam etmektedir. Hem bölgesel hem de uluslararası boyutta siyasi ve askeri sorunların yanında ekonomik, çevresel ve insani sorunları da içermektedir. Filistin sorunu sadece Filistin’in veya Arap dünyasının bir sorunu değil, neredeyse tüm dünyanın bir sorunudur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Siyonizm Nedir?

İsrail-Filistin sorunu ne zaman başladı?

İsrail-Filistin sorunu, İsrail'in 1948'de kurulmasıyla başlamıştır. Ancak, sorunun kökleri Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesine kadar uzanmaktadır.

Bu sorun neyle ilgilidir?

İsrail-Filistin sorunu, İsrail ve Filistin halkları arasındaki siyasi, toprak ve güvenlik sorunlarını kapsamaktadır. Temel sorun, Filistin topraklarının İsrail kontrolüne geçmesi ve Filistinlilerin bu topraklardan ayrılmak zorunda kalmasıdır.

Bu sorun neden hala devam etmektedir?

İsrail-Filistin sorunu, tarihi, siyasi ve kültürel nedenlerle oldukça karmaşık bir sorundur. Sorunun çözümü için uluslararası toplumun da çabaları devam etmektedir. Ancak, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar ve çıkar çatışmaları sorunun çözümünü zorlaştırmaktadır.

Filistinlilerin İsrail kontrolündeki topraklarda yaşama koşulları nasıldır?

Filistinlilerin İsrail kontrolündeki topraklarda yaşama koşulları oldukça zordur. İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlamakta, yerleşim birimleri inşa etmekte ve Filistinlilere ayrımcılık yapmaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum