İslam Düşüncesindeki Yorum Farklılıklarının Sebepleri

İslam düşüncesinde din konusu ile ilgili zaman zaman yorum farklılıkları oluşabilmektedir. Peki, bu yorum farklılıklarının sebepleri nelerdir? işte, İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sebepleri ile ilgili bilinmesi gerekenler.
İslam Düşüncesindeki Yorum Farklılıklarının Sebepleri

Dünya kurulduğundan bu yana birçok farklı din gelmiş, din içinde çeşitlilikler yaşanmıştır. Bütün peygamberler ortak olarak Allah’a iman etmeye çağırmışlardır. Sadece peygamberlerin gönderildiği dönemlere göre bazı prensiplerde değişiklik meydana gelmiştir. Mesela Hz. Yakup (a.s) dönemine kadar iki kız kardeş ile aynı anda evliliğe cevaz verilmiş ama Hz. Yakup’tan (a.s) sonra bu yasaklanmıştır. Yani dinlerin gönderildiği dönemlere göre bazı değişiklikler olsa da temeldeki değişmez tek kavram Allah’a ve peygamberlerine itaat etmektir.

Allah (c.c) İslam dini Peygamberi Hz. Muhammed’i (s.a.v) son peygamber olarak göndermiş ve ondan önce gelen bütün dinlerin geçerliği son bularak tek din İslam olarak belirlenmiştir. İslam düşüncesindeki yorumların farklılıkları peygamber efendimiz (s.a.v) döneminden sonra İslam’ın kıtalara yayılması ile birlikte ortaya çıkmıştır. Özellikle de asr-i saadet döneminden sonra daha da yaygın hale gelen ve sahabeden kimse kalmayınca, tabiinler ve etbai tabiin olarak adlandırılan kişiler gelmiş, bunlardan sonra da mezhep alimleri, insanlara yol göstermişler ve günümüze kadar bu şekilde devam etmiştir.

İslam Düşüncesindeki Yorum Farklılıklarının Nedenleri

Her bölgenin ve coğrafyanın yaşam şartları faklıdır.  Bazı insanlar daha kırsal yerlerde yaşarlar, bazıları ise şehir merkezinde yaşarlar. Bazılarında ticaret daha ön planda iken bazı coğrafyalarda ise savaş daha fazla yaşanır. Tüm bunlar ve daha fazlası İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sebepleri olarak kabul edilir. 4 büyük mezhep olarak kabul edilen Hanefi, Şafii, Maliki ve Hambeli mezhepleri, ehl-i sünnet Müslümanlar tarafından “ hak mezhepler” olarak kabul edilirler. Ama bu mezheplerde bazı konularda farklı düşünce sistemlerin geliştiği görülmektedir ve verilen fetvalar da buna göre değişmektedir. Örneğin; Şafii mezhebine göre vücudun herhangi bir yerinden kan akması abdesti bozmaz, ama Hanefi mezhebinde bozar. Hanefi mezhebinde bir erkeğin elinin kadın eline değmesi abdesti bozmaz ya da tam tersi ama Şafii mezhebinde bozar. İşte bunun İslam düşüncesindeki yorum farklıkları vardır. Peki, bunların sebepleri nedir?

Şafii Mezhebinin imamı İmam-ı Şafii kırsal kesime hitap eder. Kırsal kesimde kabul edilir ki insanın vücudunun kanaması daha rahattır. Tarım veya hayvancılık ile uğraşan insanların vücutlarının kanaması daha kolaydır ve bazı yerlerde su bulmak kolay olmadığı için abdest almak da zordur. İmam-ı Şafii, “kan akması abdesti bozmaz” derken elbette kendi kafasına göre bir yorumda bulunmamıştır. Peygamber efendimiz (s.a.v) bir yerde elinden kan akarken abdest almamış, İmam-ı Şafii de bunu öçü olarak kabul ederek bu hükmü vermiştir. Zira İslam dini kolaylık dinidir.

İmam-ı Hanefi ise daha çok şehir kesiminde yaşayanlara göre hüküm vermiş ve kan akması abdesti bozar şeklinde hüküm vermiştir. Elbette İmam-ı Azam da bunu söylerken Peygamber’in hayatından bir örnek alarak söylemiştir. Şehirde olan insanın vücudundan kolay kolay kan akmaz, yani yaptıkları işlere bağlı olarak. Bu nedenle kanama ihtimali daha düşük olduğundan kan akmasının abdesti bozacağı hükmü verilmiştir. Ama buna karşın, şehirde insanların birbirlerine değmeleri daha fazla olabileceği için yine kolaylık olması açısından İmam—Hanefi, kendisine nikâhı düşen iki kişinin vücutlarının birbirine değmesinin abdesti bozmayacağı hükmü verilmiştir.

İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sebepleri hakkında kısaca bilgi vererek toparlayacak olursak şunları söyleyebiliriz;

  • Allah katında din İslam’dır ve İslam’ın özü değiştirilmeden, yorum getirilebilir.
  • İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının oluşması, bölgesel etkenlerden kaynaklanır,
  • İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sebepleri, zamana bağlı olarak değişir.
  • Dinin özü bozulmadan yaşanılan döneme, bölgeye ve coğrafyaya göre hükümler verilebilir.
  • Dinin kesin hükümlerinde kimse bir değişiklik yapamaz, sadece amellerde değişiklikler görülebilir.

İslam dinini son din olarak kabul eden biz Müslümanlar, tabii olduğumuz mezhep alimlerinin gösterdikleri şekilde hareket ederiz. Kur’an’ı Kerim’in her ayetini her insanın anlaması mümkün değildir. Bir ayet-i tevil edilirken; iniş sebebine bakılır, ayeti destekleyen hadislere bakılır ve buna göre bir yorum getirilir. Yani kişi kendi başına “ben bu ayetten böyle anlıyorum, böyledir” demesi gibi bir lüksü söz konusu bile olamaz. Bu nedenle biz Müslümanlar da mezhep imamlarının bize gösterdikleri yoldan ilerleriz.


Önerilen İçerik: Din ve Din Yorumunun Farklılıkları

NeOldu.com / DİN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.