İslam’da İbadetlerin Temel İlkeleri

İslam dininde ibadetlerin temel ilkeleri yer almaktadır. Özellikle ders konularında işlenen bu konuları sizler için bir araya getirdik. İşte, İslam’da ibadetlerin temel ilkeleri ile ilgili bilinmesi gerekenler…
İslam’da İbadetlerin Temel İlkeleri

İbadet, Allah’ın insanlara verdiği nimetler karşısında kişinin bir tür teşekkür etmesidir. İbadetler, bedeni olarak yapılır. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek bedenen yapılan ibadetlerdir. Ancak İslam’da ibadetin temel ilkeleri vardır. Yani ibadetin geçerli olması için gerekli olan ilkeler. Peki, nedir bu ilkeler?

İbadetlerin Temel İlkeleri

  1. İsteklilik ve Samimiyet
  2. Gösterişten Uzak Olmak
  3. Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik

İsteklilik ve samimiyet

İbadetler, insanların dinin hak olduğunu kabul ettikten sonra yerine getirmeleri gereken amellerdir. Kelime-i Şehadet, namaz, oruç, zekât, hac gibi İslam’ın 5 şartıdır. Bunlar haricinde, anaya-babaya iyilik etmek, komşuya yardım etmek, infak vermek, sadaka vermek gibi birçok amel de “ibadet” olarak kabul edilir. Ancak ibadetin Allah katında kabul olunması için isteklilik ve samimiyetin olması gerekir. Yani birinin zorlamasıyla namaz kılmak, gösteriş olsun diye zekât vermek, “ne kadar bilgili bir adam” desinler diye ilim öğrenmek gibi kişinin isteksizce ve samimiyetten uzak yaptığı ibadetler, kişinin maddi ve manevi olarak zarar etmesinden öteye gitmez.

“Zorlaştırmayın kolaylaştırın”

İslam dini, insanların gerek ibadetlerinde gerekse de dünyevi diğer işlerinde zorlamanın olmaması gerektiğini savunur. Yapılacak her amelin kişinin kendi rızası ile yapmasını, samimiyet ve isteklilik içinde yapılmasını emreder. Aile, çocuklarının namaz kılmasından sorumludur elbette. Çocuk 7 yaşına geldiğinde, anne-babanın çocuğuna namaz kılması için gerekli bilgileri vermesi gerekir. Allah’ın namazı Müslümanlara farz kıldığını, kılarsa Allah’ı razı edeceğini, kılmazsa Allah’ın azabının olduğunu söyleyerek namaza yönlendirmesi gerekir. Ancak bunu yaparken zorlaştırmak, çocukların daha ilk zamanlardan itibaren isteksizce namaz kılmalarına neden olur ki ilerleyen zamanlarda terk etmeleri işten bile sayılmaz.

Gösterişten Uzak Olmak

Gösteriş, insanların “ne kadar güzel”, “ne kadar bilgili”, “ne güzel namaz kılıyor”, “ne güzel Kur’an okuyor” desinler diye yapılan işlerin tamamına denir. Kişinin gösteriş olsun diye yaptığı ibadetlerin Allah katında hiçbir değeri yoktur. Gösteriş yapmak için ibadet etmek “riya” yani gösteriş olur ki böyle kişiler için ‘riyakâr’ veya ‘mürai’ denir.

Riyakâr bir kişi, sadece ibadetlerde değil dünya hayatı için çalışmalarını sürdürürken de samimiyetten uzak olan kişidir. Mesela bir iş yerinde sırf patronunun gözüne girmek için gösteriş yapmak da bir tür riyakârlıktır. İbadetlerde de riyakârlık vardır. Sırf çevresindeki insanların beğenisini kazanmak için namaz kılmak, oruç tutmak, insanlar “ne kadar cömert bir insan” desinler diye zekât vermek, “Hacı” desinler diye hacca gitmek de riyakârlıktır. Sırf bu beklentiler içinde ibadet yapan kişi, ibadetin temel ilkeleri konusunda yanlışa düşmüş demektir ve yaptığı ibadetler de Allah katında kabul olmaz. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de riyakârlar hakkında şöyle buyurulmaktadır;

“Şu namaz kılanların vay haline ki onlar, namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini bilmez). Onlar gösteriş (için ibadet) yaparlar.” (Maun sûresi, 107/1-7.)

Peki, ibadetler nasıl olmalıdır?

İbadetler, ya gösteriş içindir veya samimiyettendir. Doğru olan ibadet samimiyet içinde yani ihlasla, sırf Allah’ın rızasını gözetmek amacıyla yapılan ibadetlerdir. İbadetin temel ilkeleri arasında yer alan gösterişten uzak olmak “ihlas” kavramını açıklamaktadır.

Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik

İslam dini,  kolaylık dinidir. Zira Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Bu din her şeyiyle kolaylıktan ibarettir. Kim (amellerim eksiksiz olsun diye) kendini zorlarsa din mutlakâ ona gâlib gelir (ve neticede o kişi ezilip büsbütün amelden kesilir). O hâlde istikâmet üzere dosdoğru gidin ve îtidâlli olun! Yapmak istediğiniz ameli tam olarak îfâ edemezseniz, gücünüz yettiği kadar mükemmele yaklaşmaya gayret edin! Böyle yaparsanız size müjdeler olsun! (Zîrâ amellerin azına da pekçok ecir lûtfedilir). (Yola çıkarken) sabah ve akşam yolculuğundan, biraz da gece yürüyüşünden istifâde ediniz (de kendinizi yormayınız).” (Buhârî, Îmân, 29) hadisi, bunu net olarak açıklamaktadır.

Mesela kişi namaz kılarken normalde ayakta durur, rükûa iner, secdeye kapanır ve sonra bunları tekrarlayarak selam verir ve namazı bitirir. Hz. Muhammed (s.a.v) namazı bu şekilde emretse de hastalar, ayakta duramayanlar, hatta ağzını kıpırdatmayanlar için bile namaz kılarken kolaylıkları gösterir. Ayakta duramayanlar oturarak, oturarak da duramayanlar uzanarak, bunu da yapamayanların gözleriyle namaz kılması İslam dininin getirdiği kolaylıklar arasındadır ve bundan da önemlisi, İslam dini “îtidal” emreder yani sürekli olmayı emreder, Namaz 5 vakittir, kişi bunu kendi isteğine göre 6 vakit olarak kılamaz. Zira Fatiha Suresinde geçen “Sapıtmışlar” (Hristiyanlar) Allah’ın onlara emrettiklerinin dışına çıkarak daha fazlasını yapmak istemelerinden ve bunu da zamanla terk ettiklerinden dolayı Kur’an onlar için “sapıtanlar” ibaresi kullanmaktadır.

Yine ibadetin temel ilkeleri arasında yer alan kolaylık ve güç yetirebilirlik üzerine Kur’an-ı Kerim’de Allah (c.c) “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara-185) ayet-i kerimesinde oruç emrinden bahsetmektedir. Kim bu aya yetişirse sayılı günlerde yani (1 ay) boyunca oruç tutsun ama buna gücü yetmeyen veya bu ayda hasta olanlar, oruçlarını diğer günlerde tutsunlar. Hadislerde ve fıkıh alimlerinin bize gösterdiği yollarda ise sonraki günlerde oruç tutamayanlar fidye öderler.

İbadetin temel ilkeleri konularını incelediğimizde bir Müslüman’ın nasıl olması gerektiğini ve nasıl ibadet etmesi gerektiğini net şekilde görebiliyoruz. Yani ne gösteriş için ibadet edilir, ne isteksiz ibadetler kabul olur ne de zorlaştırılarak ibadetlerin yapılmasını emretmek ibadetin özü olamaz.


Önerilen İçerik: İbadet Nedir, Nasıl Yapılır, Amacı Nedir ve İbadet Çeşitleri Nelerdir?

Neoldu.com / DİN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum