Duygu Durumu Bozuklukları

Adından da anlaşılacağı gibi, duygu durumu bozuklukları duygu durumundaki rahatsızlıklarla belirgindir ve bu uzun süreli duygusal durum bazen duygulanım olarak bilinir.
Duygu durumu bozuklukları, duygu durumunda ya da uzamış duygusal durumdaki rahatsızlıklarla belirgindir. Birçok insanın geniş bir duygusdal yelpazesi vardır; yani, durumlara bağlı olarak mutlu ya da üzgün olabilirler, canlı ya da sakin, neşeli ya da cesareti kırılmış, çok sevinçli ya da perişan hissedebilirler. Duygu durumu bozukluğu olan bazı insanlarda bu çeşitlilik büyük oranda sınırlanmıştır.
En yaygın duygu durumu bozukluğu depresyondur. Bu bozuklukta kişi üzüntüye boğulmuş ve faaliyetlere ilgisi azalmıştır. Aşırı suçluluk ya da değersizlik hisleri gibi başka bazı belirtileri de göstermektedir.
Tüm insanların zaman zaman yaşayabileceği gibi "normal" türden depresyon ile klinik depresyon arasındaki farkı bilmek önemlidir. Sevilen biri öldüğünde, romantik bir ilişkinin sonuna gelindiğinde, okul ya da işte sorunlarla karşı karşıya kalındığında hatta hava kötü olduğunda veya Cumartesi gecesi randevunuz olmadığında üzgün olmak tümüyle normaldir.
Depresyon yanlızca ciddi düzeyde olduğunda, uzun sürdüğünde ve stresli bir yaşam olayına tipik bir tepkinin oldukça ötesinde olduğunda, duygu durumu bozukluğu olarak sınıflanır. Depresyon iki şekilde ayrılmaktadır; major ve distimi.
Major depresif bozukluk birkaç ay sürebilen yoğun bir üzüntü dönemidir. Buna karşılık, distimi daha az yoğun bir üzüntüyü kapsar; ancak, çok az düzelmeyle iki yıl ya da daha fazla bir dönem için kalıcıdır.
Bazı kuramcılar, major depresif bozukluğa genellikle zor bir yaşam olayının neden olduğunu, distiminin kökenlerinin ise fizyolojik bir rahatsızlığa dayandığını düşünmektediler; ancak, bu şimdilik bir yorumdan öteye gitmemektedir. Bununla beraber bazı depresyonlar öyle ağırdır ki bu kişiler gerçekle bağlarını kaybederler yani psikotik olurlar.
Depresyon dışında başka duygu durumu bozuklukları da vardır. Bu duygu durumu bozukluğu da manidir. Manisi olan kişinin öforik olduğu ya da "uçtuğu", aşırı aktif olduğu, çok fazla konuştuğu ve dikkatinin kolayca dağıldığı görülür.
Manik dönemler kendi başlarına nadiren görülürler; daha çok depresyonla dönüşüm gösterirler. Mani ve depresyonun birlikte bulunduğu böyle bir duygu durumu bozukluğu ikiuçlu bozukluk olarak bilinir. İkiuçlu bozuklukta, her biri birkaç günden birkaç aya kadar süren mani dönemleri depresyon dönemleriyle döngü gösterir. Ancak bazen normal duygu durumu dönemleri araya görebilir.
Duygu Durumu Bozukluklarının Nedenleri
Birçok psikolog duygu durumu bozukluklarının risk faktörlerinin bileşiminden kaynaklandığına inanır. Bazı vakalarda, örneğin ikiuçlu bozukluklarda, biyolojik faktörler daha belirgindir.
Duygu durumu bozuklukları genellikle biyolojik, psikolojik ve toplumsal faktörlerin birleşiminden kaynaklandığına inanılmaktadır.
Kalıtsal faktörler depresyonun, kısmen de ikiuçlu bozukluğun gelişiminde merkezi bir rol oynar. Kalıtsal risk faktörlerini gösteren en güçlü kanıtlar ikiz çalışmalarından gelmektedir. Eğer özdeş ikizlerden biri klinik depresyonda ise, kalıtsal olarak özdeş olan diğeri de bir klinik depresyon geçirme riski taşır.
Ancak, biyolojinin, psikolojik yaşantıyı etkilediği gibi, psikolojik yaşantı da biyolojik işleyişi değiştirir.
Bazı psikolojik faktörler ağır depresyona yol açarken, bu bozukluğun nedenleri üzerine yapılan araştırmalar son yıllarda bilişsel çarpıtmalara odaklanmıştır. Olumsuz yaşam olayları, uyumsuz ve mantıkdışı tepkiler bilişsel çarpıtmalardır.
Ayrıca kökeninde yatan olaya benzer, yeni durumlar oluştuğunda, yeniden aktif hale gelen duygulara neden olabilmektedir. Bu psikolojik faktör, depresyonu olan pek çok kişide işlevseldir; ancak bilişsel çarpıtmaların depresyonun nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu belirsizdir.
Son olarak, duygu durumu bozukluklarının temelinde kişiler arası ilişkilerdeki zorluklar, sorunlu ilişkiler gibi toplumsal faktörler de yatabilmektedir.
- Yorumlar 0