Gemoloji, 1940’larda GIA enstitüsü tarafından geliştirilmeye başlandı. Gemoloji, özellikle renkli taşlarda yakutun, safirin, zümrüt’ün belirlenmesi, bunların sahtemi orjinal mi olup olmadığını anlamak için yararlanılan bir dilim dalıdır. Gemolog ise, süstaşları üzerinde uzmanlaşmış kişidir ve temel görevi süstaşlarını tanımlamak, sentetik ve imitasyonlarını gerçeğinden ayırmak ve gerekirse taşın temel özelliklerine göre işlenmesini yönlendirmektir.
Türkiye’de bu bilim dalı fazla yaygın değildir, ancak bu konu hakkında Türkiye'de de çalışmalar vardır. Türkiye’de belirli firmaların laboratuarları bulunmaktadır. Kuyumcu olan taş ile uğraşan esnafların sattıkları ürünler hakkında bilgi sahibi olmaları için bu tür laboratuarlar eğitim vermektedir. Fakat Tükiye'de bulunan laboratuarların yurt dışındakiler gibi çok fazla saygın niteliği yoktur.
Taşlar iki gruba ayrılır.
Değerli taş grubu ve yarı değerli taş grubu olarak taşlar iki grupta sınıflandırılmaktadır. Değerli grubunun içinde zümrüt, yakut, safir gibi taşlar yer alırken, yarı değerli grubunu içinde ise ametist, citrine, topaz, tourmaline gibi taşlar yer almaktadır.
Elmas ve Pırlanta aynıdır.
İnsanlar elmas ile pırlantayı farklı iki taş zannetmektedirler. Aslında ikisi de aynı madendir. Sadece kesimleri farklıdır. Elmasın kesimi roza kesim, pırlantanın kesimi ise pırlanta kesimdir.
İnsanların yarı değerli taşlara bakış açısı farklı
Türkiye’de insanların renkli taşa bakış açısını yurtdışındaki insanların bakış açısından farklıdır. Yurtdışında insanlar yarı değerli taşa bile sanki değerliymiş gibi önem göstermektedirler. Türkiye ise, insanlar yarı değerli taşa son 2-3 yıldır önem vermeye başlamışlardır. Bu nedenle gemoloji bilimi giderek önem kazanmaya başlamıştır
İlgili İçerik;
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.