Bir Aborjin Filmi: Charlie'nin Ülkesi

Kurmaca Belgesel olan Aborjinlerin yaşadıklarını ele alan film Charlie'nin Ülkesi'ni mutlaka izleyin.
Bir Aborjin Filmi: Charlie'nin Ülkesi

Yönetmenliğini Rolf de Heer’ın yaptığı başrolünü David Gulpilil’in üstlendiği Charlie’nin Ülkesi adı ile Türkçe'ye çevirilen filmde yerlisi olarak yaşadığı ülkede yabancı gibi yaşamak zorunda olan bir aborjinin hayatını izliyoruz. Bu inceleme film içeriğimizde sizlere Charlie'nin Ülkesi filmi hakkında bilinmesi gerekenleri sizlere sunuyoruz...

charlienin-ulkesi-2.jpg

Belgesel havasında olan kurmaca film bize isteseniz bile kendi dünyanızdan kopamaz, nasıl doğduysanız öyle ölmek istersiniz vurgusu ile Avustralya’nın asıl sahipleri olarak görülen aborjinlerin yaşamlarını yansıtmayı amaçlıyor.

Cannes Film Festivali ve Avustralya Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi’nden En İyi Erkek Oyuncu ödülüne sahip olan David Gulpilil’in oyunculuğu kadar senaryoda da etkisi görülmektedir. Senaryo aborjinlerin yaşadıkları sorunları perdeye taşımak üzerine kurulmuştur.

charlienin-ulkesi-.jpg

Beyazlarla siyah ayrımının ve beyazların üstünlük sahibi olduğu duygularını hissettiğimiz filmde, Charlie isimli karakter her gün beyazlarla işbirliği yapmak ya da onların kurallarına uymak zorundadır fakat aborjinlerin özgür ruhlu yaşamlarına ters gelen bu kanuni sınırlılık belli bir süre sonra Charlie’nin kendi yolculuğuna başlaması ve özüne dönem isteğine dönüşmektedir.

Bir yandan sürekli sigara ve alkol tüketen; hatta bu nedenle alkol tüketimleri sınırlanan ve yasaklanan aborjinler, diğer yandan kendi köklerine dönmek için umutsuzca bir çaba gösteriyorlar. Charlie de her ne kadar bu dünyadan uzaklaşıp kendi özüne dönmek istese de alışkanlıkları aşmak kolay olmuyor. Filmde bunun örneğini Charlie'nin gözlük takması, telefon ve araba kullanması ya da beyazların yaşamına bir nevi ayak uydurmak için beyazların yaşadığı evi örnek alarak kendine ev istemesinden anlayabiliyoruz. Bunun sonucunda buradan çıkarabileceğimiz yaklaşım, Charlie’nin isteğinin aslında geçmişe, atalarının yaşantısına dönmekten ziyade beyazlar ile aynı haklara, özel mülke sahip olmak istemesi olarak yorumlanabilir.

charlienin-ulkesi-3.jpg

Filmin bazı sahnelerinde bizzat kameraya konuşan ve kamera ile konuşan Charlie, kurmaca belgesel tadında olan bu zamanlarda beyazlardan dert yanıyor. Film boyunca Charlie’nin elinde bulunan ve sonradan ne olduğunu anladığımız fotoğrafın en mutlu ve unutulmaz anısı olduğunu filmin sonlarında anlıyoruz. Charlie’nin,  Sydney Opera Binası önünde Kraliçe Elizabeth’in huzurunda dans ettiği zaman çekilen fotoğraf  bize aslında emperyal güçler için yapılan bu dans gösterisinin, kültürün içinin boşaltılması bir nevi Adorno’nun da bahsettiği gibi Kültür Endüstrisi kavramını aklımıza getiriyor.  

Charlie’nin Ülkesi, David Gulpilil’in oyunculuğu ile günümüz aborjin toplumunun yaşadığı hayatı ve kültürlerinin kayboluşunu gözler önüne seriyor.

Duygu FURUNCU / NeOldu.com

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.