İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları

Louis Althusser'in Marksist teoriye en önemli katkılarından biri olan "İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları" kitabında "ideoloji" kavramını farklı açıdan yorumlamaktadır
İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları

Althusser, "İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları" adlı kitabında Marks’ın devlet teorisini zenginleştirmek istemişti ve bunu büyük ölçüde başardığını da söyleyebiliriz.

Althusser’in Marksist kurama kazandırdığı en özgün ve önemli katkı, alt-yapı üst-yapı metaforu içerisinde belirir. Alt-yapının üst-yapıyı belirlediği ve üst-yapının alt-yapının salt bir yansıması olduğu yolundaki klasik Marksist vurguya karşın Althusser, her iki düzeyin birbirlerine karşı görece özerkliğini savunur. 

Marks, her toplum yapısını belirleyen iki düzeyin olduğunu düşünür: altyapı ve üstyapı. Althusser altyapının ekonomik temel, üst yapının da iki düzey olan hukuk, devlet ve ideoloji olduğunu vurgular.

Ekonomik temel, son kertede üstyapıyı belirlemektedir. Althusser, üstyapının doğasını yeniden üretimden kalkarak düşünmek istemektedir. Yani devlet, hukuk ve ideoloji Althusser’in araştırma konusu olacaktır artık.

Devlet, Marks’a göre bir baskı aracıdır. Devlet, yönetici sınıfların artı değerin zorla elde edilmesi sürecine boyun eğmesi için, işçi sınıfı üzerindeki egemenliklerini güven altına almalarını sağlayan bir baskı aracıdır. Devlet, marksizmde devlet aygıtı olarak da adlandırılır.

Althusser devlet aygıtı ile devlet iktidarını birbirinden ayırır. Devletin ideolojik aygıtları, devletin baskı aygıtıyla aynı şey değildir. Hükümet, yönetim, ordu, polis, mahkemeler, hapishaneler devletin baskı aygıtlarıdır. Althusser, devletin ideolojik aygıtları olarak şunları belirtiyor: Din (değişik kiliseler sistemi) , öğretim (özel ve devlet okulları), aile, hukuk, siyasal sistem (partiler), sendika, haberleşme (basın, radyo-televizyon), kültür.

Althusser, devletin ideolojik aygıtları ile devletin baskı aygıtlarını birbirinden ayırır. Devletin baskı aygıtı tek, devletin ideolojik aygıtları ise çoktur. Diğer ayrım, devletin baskı aygıtının tümüyle kamu alanında yer almasına karşın devletin ideolojik aygıtlarının en büyük bölümünün özel alanda bulunmasıdır.

Althusser, bu iki kavramı birbirinden ayıran asıl fark devletin baskı aygıtı zor kullanarak işlemesi, devletin ideolojik aygıtlarının ise ideoloji kullanarak işlemesidir. Devletin baskı aygıtında "fizik baskı dâhil" baskıya öncelik verilirken, ideoloji ikincil bir işleve sahiptir. Devletin ideolojik aygıtlarında ise, ideolojiye öncelik verilirken, baskı ikincil bir işleve sahiptir.

Althusser, devletin ideolojik aygıtları her ne kadar çeşitlilik gösterse de yönetici ideolojinin altında yönetici sınıfın ideolojisi altında bir birliğe sahip olduğunu düşünür. Devlet aygıtı iki gövdeyi kapsamıştır: Devletin baskı aygıtını temsil eden kurumlar gövdesi ve devletin ideolojik aygıtlarını temsil eden kurumlar gövdesi.

Marks’a göre ideoloji, bir insanın ya da bir toplumsal grubun zihninde egemen olan fikirler, tasarımlar sistemidir. Althusser, ideolojinin tarihi olmadığı düşüncesindedir. Alman İdeolojisi’nde Marx, ideolojiden katıksız yanılsama, katıksız rüya, hiçlik olarak söz eder.

louis-althusser-ideoloji.jpg

Althusser ise, ideolojilerin kendilerine özgü tarihi olduğunu ama genel olarak ideolojinin tarihi olmamasını olumsuz bir anlamda, pozitif bir anlamda düşünmektedir. İki tez savunuyor Althusser. Birincisi, ideolojinin hayali olarak tasarlanmış nesne ile ilgisi diğeri ise ideolojinin maddiliği ile olan ilgisi.

Tez 1: "İdeoloji, bireylerin gerçek varoluş koşullarıyla kurdukları imgesel ilişkiyi gösterir." Althusser’e göre, dini, ahlaki, hukuki ve siyasal ideoloji aynı zamanda birer dünya görüşüdür. Althusser, ideolojide gerçek dünyanın hayali olarak tasarlandığı görüşündedir.

Tez 2: "İdeoloji maddi bir var oluşa sahiptir." Althusser, "fikirlerin" ve "tasarımların" manevi değil maddi olduğu görüşündedir. Bir ideoloji hem bir aygıtta hem de aygıtın pratiğinde varolmaktadır. Ancak bu maddi varoluşu bir taşın maddi varoluşu gibi düşünmemek gerekir. Althusser, ideoloji içinde yaşayan bireyde neler olup bittiğine bakıyor.

Althusser’in ideoloji ve birey arasındaki bağa bakışı, iki temel düşünceyi beraberinde getirir. İlk olarak, bir pratik, bir ideolojinin aracılığıyla ve bir ideoloji içinde var olabileceği düşüncesidir. Bu açıdan Althusser’e göre; "bir ideoloji, bir aygıtta ve bu aygıtların pratik ya da pratiklerin de var olur hep. Bu da maddi bir var oluştur." 

Dahası Althusser, ideolojiyi oluşturur görünen tasarım ya da fikirlerin manevi değil maddi varlık alanına ait olduğunu ileri sürer: "…imgesel ilişkinin kendisinin de maddi bir var oluşa sahip olduğunu söyleyeceğiz"

Buna göre ideoloji, bir düşünce, fikir olmaktan çok kendini maddi pratiklerle göstermektedir, bireyin hayatında da bu maddi pratiklerle var olmaktadır. 

Althusser’e göre, Marks teorik ve siyasal sonuçları önemli olan bir fikri dile getirmiştir: Sınıf mücadelesi fikrini. Althusser’e göre, sınıfların varlığı ve sınıf mücadelesi aynı şeydir. Marks, bir yandan üretim faaliyetini öbür yandan toplumsal sınıfları, siyasal mücadeleleri ayıran burjuva yanılsamasını ileri sürmüştür. Üretim ilişkileri ile sınıfların varlığı ve sınıfların mücadelesini birlikte düşünmek gerekir.

Althusser, bir burjuva iktisatçısının Kapital’i okuduğunda gördüğü şeyin, basit bir teknik iş-süreci olduğunu ifade ederek bu tarz görmenin yanlış bir yorum olduğu düşüncesindedir. Althusser’in Marks felsefesi yorumu, değişik çevrelerde farklı yorumların yapılmasına neden olmuştur.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.