Fotoroman Yılları

Fotoroman, görsel sanat tarihinin dönüm noktalarından biridir.
Fotoroman Yılları

1960 ve 1970 dönemlerinde televizyon ve bilgisayar olmadığı için iş ve ev yaşamı dışında kendimize vakit ayırdığımızda kitap ya da dergileri okurduk. Kitap ve dergileri birbirimizle değiş tokuş yaptığımız için aralıksız okurduk. Bunlardan biri de fotoromanlardı.

Fotoroman Nedir?

Fotoroman, süreli basında yayımlanan ve içinde fotoğraflarla kurgulanmış bir hikayenin anlatılmasıdır. Fotoromanda ağırlıklı olarak konuşmalarda oluşsada birbirini izleyen görüntüler, hikayenin temel bağlantısını oluşturan işlevsel fotoğraflarla birlikte genellikle pek bilgi vermeyen destek fotoğrafları da yer alır. 

Fotoroman Ne Zaman Ortaya Çıktı ? 

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan fotoroman, melodram, tefrika, duygusal roman, sineroman olmak üzere farklı türlere sahiptir. 1947'de İtalya'da Stefano Reda ve Damiano Damiani çizgiroman tekniğini kullanarak ilk fotoromanı yapan kişilerdir. Fotoromanlar özellikle Güney Avrupa ve Latin Amerika'da geniş bir okur kitlesine sahip olmuştur.

Fotoromanın konuları farklı konular içermektedir fakat çoğu fotoromanda  ağırlıklı olarak ne olursa olsun mutluluğa erişilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bunun amacının kadınların gerçek hayatta yakalayamadıkları mutluluklarını fotoromanda yakalamasını sağlamak ya da fotoroman okurken geçirdikleri zamanı mutlu şekilde sonlandırmak olarak düşünebiliriz. 

fotoroman.jpg

Fotoroman'ın Kısa Geçmişi 

artist.jpg

İtalya'nın Rizzoli Foto Roman Stüdyoları'nda üretilen çalışmalar, tifdruk tekniğiyle Hayat Dergisi'nde yayımlanırdı ve ülkemize fotoroman bu sayede girmiş oldu. Franco Gasparri, Paola Pitti. Michela Roc, Claudia ve Francesca Rivelli gibi isimler dönemin ünlü fotoroman kahramanlarıydı.

saklambac.jpg

 İlk yerli fotoroman ise Günaydın Gazetesi'nin eki olarak 1968'in sonlarında yayına giren "Saklambaç" ile başlar. İlk yayımlanan fotoroman Yılmaz Güney'in oynadığı "Asılacak Adam" adlı fotoromandır. Ardından 'fotoroman yarışmaları' düzenlenir ve bu yarışmaların ilkinde Kadir İnanır 'birinci' seçilir. Feyzi Tuna'nın yönetiminde çekilen "Bağdat Yolu" adlı fotoromanda Kadir İnanır, Sevim Tuna ile başrolü paylaşır. 1970'li yıllardaki siyah - beyaz fotoroman döneminin oyuncuları arasında Fikret Hakan, Ajda Pekkan, Eşref Kolçak, Cem Karaca, Müşfik Kenter gibi isimler vardır. 

kadir-inanir.jpg

1982'de Güneş Gazetesi'nin çıkışıyla siyah - beyaz çalışmalara tümüyle son verilip fotoromanlar renklenir, Sezen Aksu'dan İbrahim Tatlıses'e, Cüneyt Arkın'dan Adile Naşit'e gibi müzik ve sinema dünyasının tüm ünlüleri bu yarışta yerlerini alır. Daha önceki siyah - beyaz çalışmalar döneminde fotoroman yöneten Lütfi Akad'ın ardından Halit Refiğ, Ertem Eğilmez, Safa Önal ve Kartal Tibet de bu renkli çalışmalara katılır. 

Ülkemizde renkli olarak ilk yerli fotoroman çalışmasını 1966 yılında "İlk Aşk" adıyla, haftalık bir dergide yayımlanmıştır. Ertem Eğilmez'in Sezen Aksu'lu "Çalıkuşu" ile, Kartal Tibet'in Ekrem Bora'lı "Çiçekçinin Kızı" Hürriyet'in Kelebek'inde Yener Çakmak'ın "Naciye"si ile Safa Önal'ın "Uğur Böceği" Bulvar Gazetesi'nin ekinde tam sayfa olarak yayımlanır.

1980'Ii yıllarda fotoromanlarda 'ölümsüz eserler'in yanı sıra 'cinsellik' de yer almaya başlamıştır. Esat Mahmut Karakurt romanları bu tarz fotoromanlara örnek gösterilebilir. "Son Gece"de Nisan Yönder'in görüntülerinde sevişen Cüneyt Arkın ve Yaprak Özdemiroğlu; "Allahaısmarladık"da Gani Turanlı'nın karelerinde Sezer Güvenirgil ile Kenan Kalav... Tüm bu sahnelerde fotoğraf kareleri, özellikle büyütülerek öne çıkarılır.

cep-fotoroman-.jpg

Daha sonra büyük fotoromanlar yerini  “Cep Fotoromanı” olarak adlandırılan resimli aşk kitaplarına bıraktı. Dış kapaklarına ana karakterleri içeren bir sahnenin basıldığı renkli bir fotoğraf, iç sayfalarında ise tamamı siyah-beyaz fotoğraflar bulunurdu. Bu fotoğrafların üzerinde Türkçe dizilmiş konuşma çizgileri olurdu. Fotoromanlar çoğunlukla İtalyan ve Fransız artistleri tarafından senaryolaştırılmış konuları içerirdi. Kavga ve dövüş sahneleri içermeyen, pembe aşk hikayeleri üzerine kurgulanmış bu tekdüze fotoromanları, birbirimizle değiş-tokuş yaparak ve çoğu kez ders kitaplarının arasına saklanarak okunurdu. 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum