Yanlış Durakta Beklemek

Tren bütün ağırlığıyla yaklaşıyordu; İçine çökmüş bir ağırlığı ile. Sonra bekledim ve bekledim. Zaman durmuş, bekleyişim sanki bir ömürlük gibiydi. Tren beklediğim duraktan durmadı ve gitti.
Yanlış Durakta Beklemek

Bu tren şehirler arasıymış, benim beklediğim küçük kasabada durmazmış. Bir umuttu belki durur ve uğrar şehrime diye bekledim. Bu sefer de olmadı, akıllanmayıp , kendimi oyalayıp kandırdım ve durakta beklemeye devam ederek yaptığım hatayı yeniden yaptım.

Daha ne kadar bekleyecektim. Her gün beklediğim durak aynı, geçen trenler bir birinden farklıydı. Neden burada durmuyorsunuz, demek ve ne pahasına olursa olsun demir raylarını ayırıp trenin durmasını istiyordum. Sesli sesli düşüncelerimi duyan bir yaşlı adam; “Kızım sen bu treni zorla durdursan, durur, ancak sonra tekrardan yoluna gider” dedi. Haklıydı, zorla durdurmakla, oyunlarla bu iş hallolacak değildi. En iyisi bir daha bu durakta değil, başka duraklarda başka trenleri beklemek olacaktı. Şimdi haklıydım, hiç bu kadar iyi düşündüğümü hatırlamam.

 

  1. Yıllardır bir insana umut bağlamış, diğer insanları görmezden gelmişiz. Hep bir insanı beklemiş, burnumuzun dibinde bizi bekleyenleri es geçmişiz. Hep eşeklik edip, öküzü bekler gibi uzaklara dalmış, yanı başımızdaki insanlık abidelerini görmemişiz.
  2. Üniversiteye hazırlama aşamasında illa ki bu bölümü kazanmak için çabalayıp diğer güzel bölümleri  görmemiş ve sonumuz hep hüsran olmuş.
  3. Hep en iyiyi yapmayı amaçlayıp, kötü yaptığımız şeylerden vazgeçmişizdir.
  4. En güzel kıyafetleri giyip, giymediğimiz kıyafetleri küflenmeye bırakmışızdır.
  5. Bizi azarlayan insanlara önem verip, bizi dinleyen insanları üzmüşüzdür.
  6. Dostoyevski’nin Suç Ve Ceza kitabını okuyup, Tostoy’un Diriliş Kitabına zaman ayırmamışız.

Neden hep bir şeyler yaparken diğer şeyleri kaybediyoruz; neden hep yanlış duraklara ,uğrayıp yanlış insanları seçiyoruz… Nedenler insanların sebebidir. Hep acabalarla yaşayıp, nedenlerimizi sorgulayıp bir o kadar da bildiğimiz yanlışlarımızı tekrarlıyoruz.

Mantığımızla duygularımız iç içe karışıp bir savaş başlatıyorlar. Sonunda duygular bu savaşı kazanıyor ve mantığımızı etkisiz hale getiriyor. İnsanlar güçsüzdür, insanların en güçlü varlığı duygularıdır. Duygular insanları güçsüzleştirirken, kendilerinin güçlerine de güç katıyor.

Ve insan, duygularına bir olup aklını çalıştıramaz oldu; yanlışlıkları çoğaldı, yanlış duraklarda yanlış insanları hep bekledi… Duygularının esiri oldu ve şimdi de mantıklı olmak istiyor. Mantık, tekrardan yurda döner mi, duygular mantığın emrine girer mi?

Bir İhtimal;

Yeter ki isteyin, farkında olun ve hayatınızdaki artı eksileri bir tablo gibi gözler önüne serin, işte o zaman mantık yurda dönebilir.

Can Yücel'in dediği gibi; "Beklemek güzeldir ama doğru durakta"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.