Aşk ve Vatan Konulu En Güzel 15 Tevfik Fikret Şiiri

Türk edebiyatına başarılı şiirler ile damga vuran Tevfik Fikret'in birbirinden kaliteli en iyi 15 şiirini listeledik. İşte en güzel Tevfik Fikret şiirleri.
Aşk ve Vatan Konulu En Güzel 15 Tevfik Fikret Şiiri

Kısa Tevfik Fikret Şiirleri ve Açıklamaları

Tevfik Fikret 24 Aralık 1867 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Servet-i Fünun topluluğunun önderi olan Fikret, modern ve devrimci fikirleriyle Atatürk başta olmak üzere birçok siyasiye etki etmiştir. Türk edebiyatının gelişmesi ve modernize olması adına çalışan Tevfik Fikret 19 Ağustos 1915 yılında hayatını kaybetmiştir. Şair geride birçok eser bırakmıştır. Bu içeriğimizde tıpkı Tevfik Fikret sözleri içeriğinde olduğu gibi en güzel ve kısa Tevfik Fikret şiirlerini derledik. Aşağıda Tevfik Fikret'in vatan şiirlerini, Tevfik Fikret'in aşk şiirlerini ve Tevfik Fikret'in tabiat şiirlerini bulacaksınız.

İşte en güzel Tevfik Fikret şiirleri;

1. Han-ı Yağma

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;

Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?

Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar

Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.

Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.

Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını

Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini

Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.

Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Tevfik Fikret Şiirleri


2. Bana Kimsin Diye Sorma Meleğim

Bana kimsin diye sorma meleğim

Pek güzel dinle de izah edeyim

Nam-ı naçizime `Fikret' derler

Şi're de nisbetimi söylerler

Kaldığım varsa da gah ekmeksiz

Kalmadım şimdiye dek mesleksiz

Nur bekler gibi nısf-ı şebde

Bekledim on iki yıl mektebde

Sonra çıktım ne için bilmeyerek

Bu da bir cilve-i baht olsa gerek

Bab-ı Ali'ye müdavimlendim

Ehl-i namus diye mimlendim

Şimdi bir hayli eser sahibiyim

`Ahmed Ihsan'da musahhih gibiyim

Saye-i lutf-i cihan-banide

Hocayım Mekteb-i Sultani'de...

Tevfik Fikret Şiirleri


3. Bir İçim Su

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden

Bugün sıcak yine pek, sanki ortalık yanıyor

 

Güzel çocuk senin olsun hayatım istersen

Niçin gözüm sana baktıkça böyle yaşlanıyor?

 

Güzel çoban, ne kadar tatlı söylüyorsun sen

Yalan da olsa içim doğru söyledin sanıyor

 

Güzel çocuk, bana bak, aldatır mıyım seni ben?

İçin bu yaşları boş anlıyorsa aldanıyor

 

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden

Bugün sıcak yine pek, sanki her yanım yanıyor

Tevfik Fikret Şiirleri


4. Birlikte

Birlikte açılmış iki zambak gibi hem-ser,

Birlikte geçirdik büyüt eyyâm-ı şebâbı;

Birlikte ne yaptıksa şu insanlığa benzer;

Birlikte ne gördükse mukassî ve münevver...

 

Bir hâtıra yoktur o güzel günlere şâhid,

Bir hâtıra yoktur ki bugün mevc-i şehâbı

Arz eylemesin rûhuma her an mütebâid

Bir neş'e ki yalnız sana, yalnız sana âid

 

Birlikte olursak yine bir parça gülümser

Ömrün, şu geçen ömrümün ikbâl-i harâbı;

Tezkîr ile mâziyi, -gel ey hem-dem-i dil-ber!

Birlikte olurduk yine birlikte berâber

 

Hatm eyleyelim, gel şu gam-âlûde kitâbı!

Tevfik Fikret Şiirleri


5. Kuşlarla

Kuşlar uçar,

Ben koşarım."

Onların kanatları var,

Benim kanadım kollarım.

Kuşlar kanadını çırpar,

Ben de kolumu sallarım.

Uçun kuşlar, uçun kuşlar,

Hepinizle yarışım var.

Tevfik Fikret Şiirleri


6. Küçük Asker

Küçük asker, silah elde

Kahramanca ilerliyor

Karşısında bütün belde

"Kahramanım, yaşa!" diyor...

 

Küçük asker, küçük asker!

Vatan senden hizmet ister.

 

Vatan için çeker emek

Herkes; bu borcu herkesin.

Vatan demek ninen demek,

Sen nineni sevmez misin?..

 

Küçük asker, küçük asker!

Vatan senden şefkat ister.

 

Vatan senden hayat umar,

Sen yaşarsan o canlanır;

Vatan için ölmek de var,

Fakat borcun yaşamaktır...

 

Küçük asker, küçük asker!

Vatan senden kuvvet ister.

 

Minimini omuzların

Taşıyacak yarın tüfek;

Tüfek değil, vatan yarın

O omuza yüklenecek...

 

Küçük asker, küçük asker!

Vatan senden gayret ister.

 

Küçük asker dinle bunu:

Sakın boşa silah atma;

Kılıcını, kurşununu

Haksızlığa karşı sakla...

 

Küçük asker, küçük asker!

Hak da senden kuvvet ister.

Tevfik Fikret Şiirleri


7. Mai Deniz

Sâf ü râkit... Hani akşamki tegayyür heyecân?

Bir çocuk rûhu kadar pür-nisyân,

Bir çocuk rûhu kadar şimdi münevver, lekesiz,

Uyuyor mâi deniz.

Ben bütün bir gecelik cûş-i ahzânımla,

O hayâlât-ı pêrişânımla

 

Müteşekk', lâim,

Karşıdan safvet-i mahmûrunu seyretmedeyim...

Yok, bulandırmasın âlûde-i zulmet bu nazar

Rûh-i mâsûmunu, ey mâi deniz;

Âh, lâkin ne zarar;

Ben bu gözlerle mükedder, âciz

Sana baktıkça teselli bulurum, aldanırım,

Mâi bir göz elem-i kalbime ağlar sanırım...

Tevfik Fikret Şiirleri


8. Sabah Olursa

Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Halûk,

eğer bu memleketin sislenen şu nâsıye-i

mukadderatı, kavi bir elin kavi, muhyi

bir ihtizâz-ı temasiyle silkinip şu donuk,

şu paslı çehre-i millet biraz gülerse... O gün

ben ölmemiş bile olsam, hayâta pek ölgün

bir irtibatım olur şüphesiz; - O gün benden

ümidi kes, beni kötürüm ve boş muhitimde

merâretimle unut; çünkü leng ü pejmürde

nazarlarım seni maziye çekmek ister; sen

bütün hüviyyet ü uzviyyetinle âtisin:

Terennüm eyliyor el'an kulaklarımda sesin!

Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler

tulû-i haşre kadar sürmez; âkıbet bu semâ,

bu mâi gök size bir gün acır; melûl olma,

Hayâta neş'e güneştir, melâl içinde beşer

çürür bizim gibi... siz, ey fezâ-yı ferdânın

küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!

Ufukların ebedi iştiyâkı var nura.

Tenevvür.... asrımızın işte rûh-i amali;

Silin bulutları, silkin zılâl-i ehvâli,

zıyâ içinde koşun bir halâs-i meşkûra

Ümidimiz bu: ölürsek biz, yaşar mutlak

vatan sizinle, şu zindan karanlığından uzak!

Tevfik Fikret Şiirleri


9. Sen Olmasan

Sen olmasan... Seni bir lâhza görmesem yâhut,

Bilir misin ne olur?

Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücud

Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teennüs arar,

Ve bulur;

Fakat o zulmete mümkün müdür alıştırmak

Bütün güneşle, semâlarla beslenen rûhu,

Bu rûh-ı mecrûhu?..

 

Sen olmasan... Seni bulmak hayâli olsa muhâl,

Yaşar mıyım dersin?

Söner ufûlüne bir lâhza kaail olsa hayâl;

Soğur, donar, kırılır senden ayrılınca nazar

Ne hazin

Gelir hâyât o zaman hem vücûda hem rûha,

Yaşar mıyız seni kaybetsek âh ben, kalbim,

Bu kalb-i muztaribim?

 

Sen olmasan... Bu samîmî bir îtirâf işte;

Sen olmasan yaşayamam:

Seninle rabıtamız hoş bir îtilâf işte;

Fakat bu râbıta hâlî mi rûhu ezmekten?...

Akşam

Gurûba karşı düşündüm sükûn içinde bunu:

Fenâ değil sevişip ağlamak, fakat heyhât,

Bükâya değse hayat!..

Tevfik Fikret Şiirleri


10. Topu Bir Gül

Koca, pürfeyz bir gülistandan

Topu bir gülceğiz koparmışsın

Olmasın bunda bir kinaye sakın?

 

Ne demek sanki? Gonce-i hüsnün

Topu bir kerecik mi şemm edilir?

Güzelim bir çiçekle yaz mı gelir?

Tevfik Fikret Şiirleri


11. Yağmur

Küçük, muttarid, muhteriz darbeler

Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz

Olur dembedem nevha-ger, nağme-saz

Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz

Küçük, muttarid, muhteriz darbeler.

 

Sokaklarda seylabeler ağlaşır

Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır

 

Bulutlar karardıkça zerrata bir

Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir

 

Bürür bir soğuk, gölge etrafı hep

Nümayan olur gündüzün nısf-ı şeb

 

Söner şimdi, manzur olurken demin

Hayulası karşımda bir alemin

 

Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere

Bakıldıkça vahşet çöker yerlere

 

Geçer boş sokaktan, hayalet gibi

Şitaban u puşide-ser bir sabi

 

O dem leyl-i yadımda, solgun, tebah

Sürür bir kadın bir rida-yı siyah

 

Saçaklarda kuşlar -hazindir bu pek

Susarlar, uzaktan ulur bir köpek

 

Öter guş-i ruhumda boş bir enin

Boğuk bir tezad-ı sükun u tanin

 

Küçük, pür heves, gevherin katreler

Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz

Olur muttasıl nevha-ger, nağme-saz

Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz

Küçük, pür heves, gevherin katreler

Tevfik Fikret Şiirleri


12. Promete

Kalbinde her dakîka şu ulvî tahassürün

Minkâr-ı âteşini duy, dâimâ düşün:

Onlar niçin semâda, niçin ben çukurdayım?

Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım? ...

Yükselmek âsmâna ve gülmek ne tatlı şey!

 

Bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa... Ey

Müştâk-ı feyz ü nûr olan âtî milletin

Meçhul elektrikçisi, aktâr-ı fikretin

Yüklen, getir -ne varsa- biraz meskenet-fiken,

Bir parça rûhu, benliği, idrâki besleyen

Esmar-ı bünye-hîzini; boş durmasın elin.

Gör dâimâ önünde esâtîr-i evvelin

Gökten dehâ-yı nârı çalan kahramânını...

 

Varsın bulunmasın bilecek nâm-ü şanını.

Tevfik Fikret Şiirleri


13. Sancağ-ı Şerif Huzurunda

Ey rayet-i Peygamber, ey ümmid-i ahiri

Milyonla kulubun;

Ey nefha-i gaybiye-i nusret, ki safiri

Vecd- aver olur ruhuna şarkın ve cenubun;

Kudsiyyet-i feyzinle açıl, rengini göster,

Varsın soluk olsun

 

Bir hahzacık ey seyf-i cihad, oyna kınından,

Aksın koyu kanlar;

Vadeyliyor Allah, olacaktır sana kurban

İslam’a ihanet düşünen can-ü cihanlar.

 

Gafil medeniyyet, seni en sonra muhakkak

Hüsran ile tetvic edecek akl-i tebahın

 

Allahına şükret:

Şükret ve maasine olup taib-ü nadim,

Haktan talep-i ecr-i cihad et... Ne saadet,

Rabbin ne saadet ki, bugün din uğrunda

Emvalimi verdim;

Rabbim ne saadet, ne saadet ki yolunda

Emvalimi, eşgalimi, amalimi verdim.

 

Artık yürürüm... avn-i Hüda meşal-i rahım,

Biazm-ü iradet;

Peygamberimin sancağı oldukça penahım.

 

Elbet benimdir ebedi savn-ü selamet

Artık yürürüm... Yıldırım insin beni yakmaz,

Boğmaz beni tufan;

Ben hıfz-ı melaikteyim, elbette bırakmaz

Onlar beni düşmanlara, yoktur buna imkan.

Gözler yumulu, sine açık, can müteselli,

Vicdansa pür-ümmid.

 

Ben Rabbime doğru

Her an müteveccih, mütevekkil ve saburum,

Ölsem de ne mutlu bana, kalsam da ne mutlu!

Tevfik Fikret Şiirleri


14. Tecdid-i İzdivaç

Evlendiler, seviştiler amma muvakkaten;

Sevda sükuuta başladı beş hafta geçmeden.

Evlendiler, niçin? Bunu bir kız nasıl bilir?

Evlenmesiyle maderi olmuştu müftehir;

Zevcin de verdi neş'e düğün akrabasına,

Lakin dokundu kendi hayal ü havasına.

Tahdid idi, onun nazarında, hayatını

Bir şahsa hasrediş emel ü irtibatını...

Evlendiler, seviştiler amma muvakkaten.

Sevda sükuuta başladı beş hafta geçmeden.

Endişeden gönülleri hali değildi hiç;

Olmuştu bir şita bu gönüllerde mündemiç.

Bigane bir kadınla bir erkekti hanede;

Dargın bir ihtiram idi cari meyanede;

Ba'zan ısındırırsa da nevvare-i heves

- Benzer mi aşk-ı halise bir şevk-ı muktebes? -

Olmazdı müntefi o bürudet bütün bütün;

Gittikçe ya da gelmemeye başladı düğün.

Bir şeb getirdi hatime bezm-i muhabbete,

Çıktı sabahı tıfl-ı muhabbet seyahate...

 

Birkaç zaman da öyle güzar etti günleri

Dönmüştü bir mezara evin gerçek her yeri,

Bir yolcunun kudumu idi orda muntazar

Gün doğmadan meşime-i şebden neler doğar!

Kaç hafta geçti bilmiyorum, bir seher yine

Gösterdi zevce oğlunu, hiddetli zevcine:

"Bak yavrumuz! " O dem kadının doldu gözleri;

Zevcin de hande-riz-i gurur oldu gözleri

Pişinde ettiler beşiğin, gark-ı ibtihac

Bir buse-i medid ile tecdid-i izdivaç.

Tevfik Fikret Şiirleri


15. Leyl-i Veda

Ooh, gel... Ruh-i tabiat gibi malımür ü hamüş,

Bu vefasız gecenin koynunda

Kalalım bir ebedi saniye dalgın, bi-hüş...

Kim bilir, belki de son leyle-i sevdamızdır;

Bunda her lahza biraz ömr-i saadet sayılır!

Ooh, bak dalgaların cezbe-i safiyyetine;

Sanki bir hamle-i sevdaya açık bir sine.

O kadar rakid ü sakit, o kadar müstağrak,

O kadar uykuda her şey ki hemen korkulacak!

 

Ooh, gel gel, bu hafa-gaha beraber gidelim;

Orda, sensiz geçecek günleri tazmin edelim.

Bir siyah kuş gibi amade-i pervaz ü firar

Bu vefasız gecenin koynunda

Edelim gel, ebedi kalmak için bir ısrar...

Kim bilir, belki de son lahza-i sevdamızdır;

Hoş geçen her dem-i sevda ebediyyet sayılır!

Tevfik Fikret Şiirleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum