Ruhu Özgür Kılmak Mümkün Mü?

Sular, çamurlardan, çakıllardan arındırılıyor da, acaba ruhumuzu duygularımızdan arındırabilir miyiz? Ruh ve duygu karmaşası beni boğuyor, her gece bir kabus gibi adeta üzerime çöküyor. Arındırmalıyım, arınmalı..
Ruhu Özgür Kılmak Mümkün Mü?

Duygusallığın dibini bulmuş, yaşadığım her şeyle ruhuma yük olmuşum. Ruhumu başka bir bahçeye alsam, duygularımı az ötede oynatsam olmaz mı. Yani diyorum ki duygularımı ruhuma bulaştırmasam, ruhumu özgür kılsam.

Ben özgürlüğü savunur, tutsaklıktan nefret ederim. Dışarıdan bakıldığı zaman hiç öyle özgürlüğümden ödün veremem gibi görünebilirim, özgür düşünce okulu açılsa oraya koşa koşa giderim. Yani bu derecede özgürlüğü yaşam felsefesi yapmaya çalışıyorum.

Sonra İçimde Bir Ses;                                                                                                                  

Aman dışarıdan iki üç slogan atarak kim özgür olmuş ki ben olayım. Arkadaşlar, özgürlüğü dışarıda değil, ruhunuzda arayın. Eğer ruhunuzu özgür kılmamışsanız, bedeninizi kılsanız ne fark eder. Dışarıda sokaklarda bakın! Bedenen değil, ruhen tutsak olmuş insanlar göreceksiniz, mesele hapiste olmak değil ruhen hapsedilmemektir.

Evet, ruhum her geçen gün daha da tutsak oluyor, daha da bir içine kapanıyor. Korkularım evet, korkularım çoğalıyor ve beni esir alıyor. Çocuklar için “savunmasız ve korkak” derler. Oysaki korkak olan biz büyükleriz. Küçükken bisikletten düştüğüm zaman ağlar ve zaman geçmeden tekrardan bisiklete binerdim. Bisikletten düşmem beni korkutmamış ve yıldırmamıştı. Şimdilerde ise, düşündüğüm şeylerden korkar oldum, kendi kendime hapsedildim. Kelepçeleri ellerime, yüreğime ve düşüncelerime taktım.

  1. Terk edileceğim diye artık aşık olmaktan korkuyorum
  2. İyilik yapan kötülük bulur düşüncesiyle, birine iyilik yapmaktan korkuyorum.
  3. Karanlıktan değil, karanlıkların gizlediği kötü insanlardan korkuyorum.
  4. Düşünce polislerinin düşüncelerime kelepçe takmasından dolayı düşünmekten korkuyorum.

Kısacası her şeyden korkuyorum. Korkmak ruhunu ne kadar özgür kılar, hangimiz tam anlamıyla özgürüz.

Esaretin Bedeli filmindeki bu söz; Umut ettikçe özgür, korktuğun kadar tutsak olursun. Evet hangimiz korkmuyoruz, tutsak değiliz?

Özgürlük! Özgürlük tutsaklığın kardeşidir. Bizim özgürlükten bahsettiğimiz her yerde tutsaklık yaşamaktadır. O zaman tutsaklık ve özgürlük bir birbirlerine yakın iki eşdeğer kavramdır. Sıcaktan bahsettiğimiz yerde soğuk; karanlıktan bağsettiğimiz yerde aydınlık olmaz. Bu iki kavram neden bu şekilde yol almıyor?  Neyse özgürlük masallarımızı da bitirdiysek. Ruh ile duyguların ayrılmaz bir bütün olduğunun da farkına varabilmiş, özgürlüğün ise tam anlamıyla hiçbir zaman olamayacağını da anlamışızdır.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.