Politik Dayanışma

Politik kimliğin benzersizliği üzerine bir inceleme...
Politik Dayanışma

Politikada kimlik, yurttaşlık kavramları çok tartışmalı ve farklı bakış açılarıyla farklı anlamlar kazanan kavramlardır. Birçok düşünce açısından yurttaşlık bir aynılaşmayı getirirken kimlik farklılığa vurgu yapmaktadır. Buradaki sorun da bu farklılaşmaya vurgu yapılmadan ve aynılaşmadan kimliğinin benzersizliğini yaşayabilme sorunudur. Egemen kültürün dayatmış olduğu "verili kimlik" kişisel olmamakla birlikte aynılığa dikkat çeken bir kimlik anlayışıdır. Verili kimliğe dayandırılan kimlik politikası bütün ötekilerin boyunduruk altına alınması sonucunu getirir.

Buradaki diğer önemli bir sorun da verili kimlikler olsa bile dışlayıcı olmayan bir dayanışma mümkün olabilir mi sorusudur. Arendt kolektif politik hareketlerin ortak kimlik etrafından değil, ortak hedef etrafında birleşmeleriyle bir arada tutunabileceklerini düşünür. Yani Arendt dayanışmada kimliğin ve duyguların değil eylemin ortaklığını temel alır. Bu dayanışma bir grubun kimliğini değil bütün ezilen grupların varlığını güvenceye alacak bir çoğulluk için mücadele etmeyi içerir. Ortak hedef eylem için bir araya gelme anlamında dayanışma Arendt'e göre aynı zamanda bir iktidar biçiminin ifadesi olarak görülmektedir. Çünkü Arendt'e göre iktidar insanların biraya gelerek ortak eylemde bulundukları zaman ortaya çıkmaktadır. Çoğulluk insani eylemin koşuludur. İçinde doğduğumuz dünyada bulunan her şeyin en temel ortak yönü görünür oluşudur. Görünür olanın olmazsa olmaz koşulu ise başkalarının varlığı yani bir arada oluşumuzdur. Bundan dolayı ortak eylem için bir araya gelenler dağıldığında iktidar da gitmektedir. Arendt birlikte güçlenmeye yönelik iktidar anlayışıyla, aynılığı politik eylemin temeli olmaktan çıkarmaktadır.

Politik eylemdeki bu birliktelikte birbirlerine duydukları saygı ve güven çerçevesinde pekişmektedir. Güven ve saygı çerçevesinde olduğundan verili kimliklerin dışında kendi özgül bireyselliğimizde sergileyebilir hale geliriz. Verili kimliklerimiz bizim ne olduğumuzu anlatır. Bizim aslındaPn kim olduğumuzu, özgül bireyselliğimizi, benzersizliğimizi yaşayabilmemizle görünür hale gelmektedir. Bu da kamusal alandaki dayanışmayla gösterilebilmektedir. Kişinin benzersizliğini yaşayamaması, ortak amaç için birlikte hareket edilmemesi politikayı yok etmektedir. Kişilerdeki ortak dünya duygusu, dünyayı aynı görmelerine değil tam tersi farklılıklarla beraber ortak hareket edebilmeleri demektir. Arendt'in de dediği gibi "tek bir yönüyle görüldüğü ve tek bir perspektiften görülmesine izin verildiği zaman, ortak dünyanın sonu gelmiş demektir." Ortak bir amaç üzerinden eylem dayanışması yapan insanlar farklılıklarının bilincinde olarak bir arada bulunmaları gerekir. Kamusal alanda farklı düşünen, farklı açılardan bakan insanların bir arada sorunu çözmeye çalıştıkları alandır. Birey kendi benzersizliğini kamusal alanda ancak bu şekilde ortaya çıkarabilmektedir.

Farklılığımızın kabulü hem verili kimliklerimiz ne olursa olsun tek tek bireyler olarak benzersizliğimizin ortaya konmasını hem de ortak sorunlarımız için birlikte hareket ederek dünyayı değiştirebilmeyi öngören dayanışmanın temelidir. Bu yüzden aynılaşmaya dayalı verili kimliklerde sıkışıp kalmamak gerekmektedir. Birbirimizi farklılıklarımızla anlayarak dünyayı daha iyi bir yer hali getirebilmek için dayanışma halinde olmalıyız.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.