Nazım Hikmet Şiirleri - Birbirinden Güzel ve Anlamlı 15 Şiir

Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Nazım Hikmet Ran, 1963 yılında hayatını kaybetse de geriye her dizesi birbirinden anlamlı şiirler bırakmıştır.
Nazım Hikmet Şiirleri - Birbirinden Güzel ve Anlamlı 15 Şiir

Nazım Hikmet’in Kısa ve En Güzel Aşk Şiirleri

Nazım Hikmet şiirleriyle her türlü düşünceden insanın gönlünü kazandı. Birçok insan Nazım Hikmet şiirlerini merak edip hala araştırıp okumaktadır. Bizler de NeOldu.com ailesi olarak en güzel ve kısa, Nazım Hikmet aşk şiirlerini sizler için bir araya getirdik.

Nazım Hikmet Şiirleri;

1. Seni Düşünmek

Seni düşünmek güzel şey,

Ümitli şey,

Dünyanın en güzel sesinden

En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...

Fakat artık ümit yetmiyor bana,

Ben artık şarkı dinlemek değil,

Şarkı söylemek istiyorum...

Nazım Hikmet Şiirleri


2. Güz

Günler gitgide kısalıyor,

yağmurlar başlamak üzre.

Kapım ardına kadar açık bekledi seni.

Niye böyle geç kaldın?

 

Soframda yeşil biber, tuz, ekmek.

Testimde sana sakladığım şarabı

içtim yarıya kadar bir başıma

seni bekleyerek.

Niye böyle geç kaldın?

 

Fakat işte ballı meyveler

dallarında olgun, diri duruyor.

Koparılmadan düşeceklerdi toprağa

biraz daha gecikseydin eğer...

Nazım Hikmet Şiirleri


3. Tahirle Zühre Meselesi

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da

hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,

bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte

yani yürekte.

 

Meselâ bir barikatta dövüşerek

meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken

meselâ denerken damarlarında bir serumu

ölmek ayıp olur mu?

 

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da

hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 

Seversin dünyayı doludizgin

ama o bunun farkında değildir

ayrılmak istemezsin dünyadan

ama o senden ayrılacak

yani sen elmayı seviyorsun diye

elmanın da seni sevmesi şart mı?

Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık

yahut hiç sevmeseydi

Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

 

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da

hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Nazım Hikmet Şiirleri


4. Yine Sana Dair

“Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,

Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,

Sende uzaklığı,

Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

 

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine

Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,

Ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.

 

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,

Fakat asla ümitsizliği değil…”

Nazım Hikmet Şiirleri


5. Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor

Onlardan kalbime sevda geçmiyor

Ben yordum ruhumu biraz da sen yor

Çünkü bence şimdi herkes gibisin

 

Yolunu beklerken daha dün gece

Kaçıyorum bugün senden gizlice

Kalbime baktım da işte iyice

Anladım ki sen de herkes gibisin

 

Büsbütün unuttum seni eminim

Maziye karıştı şimdi yeminim

Kalbimde senin için yok bile kinim

Bence sen de şimdi herkes gibisin

Nazım Hikmet Şiirleri


6. Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 24 Eylül 1945

En güzel deniz :

henüz gidilmemiş olanıdır.

En güzel çocuk :

henüz büyümedi.

En güzel günlerimiz :

henüz yaşamadıklarımız.

Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :

henüz söylememiş olduğum sözdür...

Nazım Hikmet Şiirleri


7. Yaşamaya Dair

“Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.”

Nazım Hikmet Şiirleri


8. Seviyorum Seni

Seviyorum seni

ekmeği tuza banıp yer gibi

 

Geceleyin ateşler içinde uyanarak

ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

 

Ağır posta paketini

neyin nesi belirsiz

telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

 

Seviyorum seni

denizi ilk defa uçakla geçer gibi

 

İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık

içimde kımıldayan birşeyler gibi

 

Seviyorum seni

Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

Nazım Hikmet Şiirleri


9. Sevgilim

Sevgilim yalan söylersem sana

Kopsun ve mahrum kalsın dilim

Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

 

Sevgilim yalan yazarsam sana

Kurusun ve mahrum kalsın elim

Okşayabilmek saadetinden seni

 

Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim

iki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar

Ve göremesinler seni bir daha

Nazım Hikmet Şiirleri


10. Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri

O mavi gözlü bir devdi.

Minnacık bir kadın sevdi.

Kadının hayali minnacık bir evdi,

bahçesinde ebruli

hanımeli

açan bir ev.

 

Bir dev gibi seviyordu dev.

Ve elleri öyle büyük işler için

hazırlanmıştı ki devin,

yapamazdı yapısını,

çalamazdı kapısını

bahçesinde ebruli

hanımeli

açan evin.

 

O mavi gözlü bir devdi.

Minnacık bir kadın sevdi.

Mini minnacıktı kadın.

Rahata acıktı kadın

yoruldu devin büyük yolunda.

Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,

girdi zengin bir cücenin kolunda

bahçesinde ebruli

hanımeli

açan eve.

 

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,

dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:

bahçesinde ebruli

hanımeli

açan ev..

Nazım Hikmet Şiirleri


11. Kar Kesti Yolu

Kar kesti yolu

sen yoktun

oturdum karşına dizüstü

seyrettim yüzünü

gözlerim kapalı

 

Gemiler geçmiyor

uçaklar uçmuyor

sen yoktun

karşında duvara dayanmıştım

konuştum, konuştum, konuştum

ağzımı açmadım

 

Sen yoktun

ellerimle dokundum sana

ellerim yüzümdeydi

Nazım Hikmet Şiirleri


12. Ceviz Ağacı

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,

Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.

Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

 

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.

Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.

Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,

Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.

Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.

Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.

Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.

Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.

Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

 

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.

Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Nazım Hikmet Şiirleri


13. İkimiz

İkimiz de biliyoruz, sevgilim,

öğrettiler:

aç kalmayı, üşümeyi,

yorgunluğu ölesiye

ve birbirimizden ayrı düşmeyi.

Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık

ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.

 

İkimiz de biliyoruz, sevgilim,

öğretebiliriz:

dövüşmeyi insanlarımız için

ve her gün biraz daha candan

biraz daha iyi

sevmeyi...

Nazım Hikmet Şiirleri


14. Hoş Geldin Kadınım

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin

yorulmuşsundur;

nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını

ne gül suyum ne gümüş leğenim var,

susamışsındır;

buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim

acıkmışsındır;

beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam

memleket gibi yoksuldur odam.

 

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin

ayağını basdın odama

kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi

güldün,

güller açıldı penceremin demirlerinde

ağladın,

avuçlarıma döküldü inciler

gönlüm gibi zengin

hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

 

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

Nazım Hikmet Şiirleri


15. Hasret

Denize dönmek istiyorum!

Mavi aynasında suların:

boy verip görünmek istiyorum!

Denize dönmek istiyorum!

 

Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!

Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.

Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.

Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;

Ben sularda batan bir ışık gibi

sularda sönmek istiyorum!

Denize dönmek istiyorum!

Denize dönmek istiyorum!

Nazım Hikmet Şiirleri

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Nazım Hikmet SözleriCan Yücel Şiirleri
Necip Fazıl Kısakürek ŞiirleriWilliam Shakespeare Sözleri
Muhsin Yazıcıoğlu ŞiirleriKüçük İskender Sözleri
Yahya Kemal Beyatlı SözleriMehmet Emin Yurdakul Şiirleri
La Fontaine ŞiirleriRıfat Ilgaz Sözleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum