Vatan Şairi Namık Kemal’in Aşk ve Dava Konulu 15 Şiiri

Milliyetçi bir yazar olan Namık Kemal’in en güzel ve kısa şiirlerini derledik. İşte vatan konulu birkaç kıtalık Namık Kemal şiirleri...
Vatan Şairi Namık Kemal’in Aşk ve Dava Konulu 15 Şiiri

En Güzel ve Kısa Namık Kemal Şiirleri

Namık Kemal 1840 yılında Tekirdağ’da dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren şiir yazmaya başlayan Namık Kemal şiirlerinde millet, yurtseverlik, hürriyet ve milliyetçilik üzerinde durmuştur. Kavgacı ve heyecanlı kişiliği ile akıllara kazınan Kemal, 1888 yılında Sakız Adası’nda yaşamını yitirmiştir. Usta şair öldükten sonra geride çok değerli eserler bırakmıştır.

İşte Namık Kemal’in göz yaşartan en güzel vatan şiirleri;

1. Vatan Mersiyesi

Âh yaktık şu mübârek vatanın her yerini

Saçtık eflâke kadar dûdunu, âteşlerini

Kapadı gözde olanlar çıkacak gözlerini

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Kendimizden neden olduk bu kadar me’yûs

Gidelim dâdına Allah için ehl-i nâmûs

Sönüyor şem’-i emel işte kırıldı fânûs

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vardı tâ Ka’be’ye Zemzem gibi hûn-âb akıyor

Yerdeki hûn-ı şehîdânı bu hasret yakıyor

Yine erbâb-ı hevâ seyrine çıkmış bakıyor

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Serilip hâk-i hakarette vatan can veriyor

Yetişin son nefesimdir gelin imdâda diyor

Sevgili vâlidemiz âkıbet elden gidiyor

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Bu vatandır dağıtan âleme ilm ü edebi

Bundadır Beyt-i Harem, Mescid-i Aksâ-yı Nebî

Ne belâ çektik ise hep bu vatandır sebebi

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vatanı çiğnedi geçti vatanın ağyârı

Merhamet kaldı sana İki Cihân Hünkârı

Gidiyor sevgili Kur’ân’ını hıfz et bâri

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Düşünün rûz-i zuhûrundaki şânlı demini

Doldururken şühedâsı bu fenâ âlemini

Tutacak bir çocuğu kalmadı mı mâtemi

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Beslemişken bu kadar âdemi ihsânı ile

Gitti bî-çâre vatan ağlayarak şânı ile

Yaz bu mersiyyeyi tâşa şühedâ kanı ile

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Silmedik bunca yetîmin gözünün yaşlarını

Taşa topraklara sürdük o güzel başlarını

Vatanın bağrına vurduk vatanın taşlarını

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Bir zaman âlem-i ikbâlde sultân olduk

Câmi’-i âlem idik şimdi perîşân olduk

Âh bir kan içenin keyfine kurbân olduk

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vatanın nekbetine, derdine can mı dayanır

Düşmanın görse gözü yâre gibi kan boşanır

Bu kadar zulmden insan değil İblîs utanır

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Gidiyor âhirete âh ederek şanlı vatan

Yalınız kaldı tesellî bize bir pâre kefen

Hıfzı uğrunda denizler gibi kan dökmüş iken

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Iyd kurbânı mıdır kesdiğimiz kurbanlar

Ka’be’yi yıkmak için mi dökülür hep kanlar

Müslümânım diyene rahm ediyor şeytânlar

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Hûn-i ma’sûm-i şühedâyı görün çıktı dize

Bakın Allah için insâf ile târîhimize

Bu hakaret, bu ezâ lâyık olur muydu bize

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Yalınız bir küçücek kızlar imiş evlâdı

Onların kanı idi girye-i istimdâdı

Girmedi âh kulağına yine feryâdı

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Ey vatan genç idin eyvâh tükendin bittin

Bizi hâinlere, nâ-merdlere muhtâc ettin

Bunca öksüzlerini kimlere koydun gittin

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Bu felâket yakışır mı yüreği dağlılara

Hançer-i zulm urulur mu bu eli bağlılara

Tepelettin bizi yâ Rab Karadağlılara

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Eyledik kesbimize hep vatanı sermâye

Biz bu hizmetle mi geldik bu fenâ dünyâye

Yüzümüz kalmadı Allah’a da istid’âye

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

İşte can verdi vatan, dînine, hürriyyetine

Buyurun kanlı musallâya Hudâ hurmetine

Hakk’a karşı duralım er kişi niyyetine

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Kimdir iclâlini, tekbîrini âyîn edecek

Kabirde dîninin a’dâsı mı telkin edecek

Şu mübârek vatanı kalmadı tekfîn edecek

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Ne mürüvvet dile bizden, ne vefâ ümmîd it

Ey vatan, yârelerin tiftiğini kendin dit

Göğsünü bağrını aç mahkeme-i mahşere git

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vatan evlâdına Moskof gibi rahm etmediler

Hastaya bakmadılar yareliye gitmediler

Dittiler etlerini tiftiğini ditmediler

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vâr iken meşverete milletin isti’dâdı

Kime verdi bakınız devlet-i istibdâdı

İşte tahkir ediyor makbere-i ecdâdı

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Bulunaydı seni bizler gibi üç dane seven

Yüzüne bakmaya da kasd edemezdi düşmen

Etini, beslediğin halk yedi, âh vaten

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vatanın cevher-i nâmûsunu biz mi satalım

Ne revâ böyle cehâlet döşeğinde yatalım

Hâlik’a karşı duracak kimseye taş mı atalım

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Doymadık gözlerimiz kan ile olsun dolsun

Babalar ağlaya dursun analar saç yolsun

Yüzümüz yerde sürünsün başımız taş olsun

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vatanın yâreledi sînesini düşman eli

Girye-i mâtem imiş tâli’imiz tâ ezelî

Kerbelâ’da dökülen hûn-ı şehîdân-ı Ali

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Vatan eyvâh hakir oldu perîşân oldu

Düşman İstanbul’a girdi bu dahi şân oldu

Memesinden dökülen süt yerine kan oldu

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Böyle ma’sûm ölenin kabri kılıçla açılır

Kabrin üstündeki taştan bile kanlar saçılır

Böyle kanlar saçılırken ne yürekle kaçılır

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

 

Ey vatan, hasretini ıyd-i visâl eyle bize

Bâri rü’yâda görün arz-ı cemâl eyle bize

Sütünü, ni’metini gayrı helâl eyle bize

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

Namık Kemal Şiirleri

2. Bekçi Türküsü

Arkadaşla çıktım yola

Selam verdim sağa sola

İstanbul'da gaz maz yoktur

Çatmayalım karakola

 

Ramazan verdi şehre fer

Mahyalandı câmiler

Kâtibler Hakk'a yüz tutmuş

Bir mâhiye almak almak ister

 

Vapur karada geziyor

Gören bilmem ne seziyor

Marifetli çarh gemisi

Döndükte altun kesiyor

 

Demiryolu demirdendir

Kârının hepsi birdendir

Halkın ağzına yem olmuş

Uzanır sanki şîrdendir.

Namık Kemal Şiirleri

3. Beyitler

1. Nevbâhâran aşk ile mâh-ı muharremdir bana

Gülşenin her lâlesi bir dâğ-ı mâtemdir bana

 

2. Açamaz gözlerini tâ seher-i mahşere dek

Seni hüsnünle gören bir gece rü'yâsında

 

3. Dur baş ucunda bari firâş-ı memâtımın

Bir gül dikilse çok mu şehîdin mezârına

 

4. Bir katre mâ düşünce gülün kalb-i pâkine

Nâmım yazıldı her varak-ı tâb-nâkine (Muamma)(*)

 

5. Kendini ehl-i hamiyyet yâ nasıl etmez telef

Altı ayda gâib oldu altı yüz yıllık şeref

 

6. Babası oğluna her gün der idi yâ veledi

Babası yâve idi oğlu dahi yâveledi

 

7. Rü'yâma girer her gece gurbette hâyali

Birleştiriyor şîvesi firkatle visâli

 

8. İki mübtelânın budur sureti

Ziyâ'nın Kemal iledir rif'ati

 

9. Tesvîl-i kulûb etmeğe ruhbân ikileşti

Bir Hak yetişir gerçi ki şeytan ikileşti

 

10.  Edebiyât ile Hürriyet'e can versem de

Başka bir Nâmık-ı şeyda yetişir hâkimden

 

11. Rü'yama bile girmiyar aşüfte nigâhın

Naz uykusunun aynı mıdır çeşm-i siyâhın

 

12. Bîgâneye daima soğuk dur

Ol tavr ile nûr-ı müncemidsin

 

13. Hiç sebebsiz de kıyar dilberler âşıka

Yâr olursa gayre mâil âşıkı cellâd eder

 

14. Derd ü firâkı çekmeğe yok dilde iktidâr

Ben ölmek isterim bana kat'i cevâb ver

 

15. Tatlı sözler herkesi uslandırır

Hoşça söğmeklik bile hoşlandırır

 

16. Sineme dâğ açan ağyâr değil yâr elidir

Sorma hâlim yüreğim yârelidir yârelidir

 

17. Kimsenin lûtfuna olma tâlib

Bedeli cevher-i hürriyettir

 

18. Âdemleri âdemler eder böyle himâyet

İnsan olanlar insanlar içün etmeli himmet

Namık Kemal Şiirleri

4. Gazel

Hasret-i cânân ile devrâna kıldım elvedâ

Âzim-i sû-yi fenâyım câna kıldım elvedâ

 

Bir garib âvâre-i hecrim hezâr efsûs kim

Çıkmadan can sineden cânâna kıldım elvedâ

 

Şevk-i didârıyle mahv-ı cân edüp pervâne-var

Ol çerâğ-ı hüsne yana yana kıldım elvedâ

 

Ağladım hüzn ile hûn oldu dil-i sengin-i çerh

Bezm-i dehre şöyle mahrûmâne kıldım elvedâ

 

Azm-i dârü'l-mülk-i aşk ettim yine San'an misâl

Sâkinân-ı Kâbe-i imâna kıldım elvedâ

 

Feyz-i tecrîd ile NÂMIK azm-i ıtlâk eyledim

Şeş cihât-ı âlem-i imkâna kıldım elvedâ.

Namık Kemal Şiirleri

5. Hırrename

Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti

Yok idi ni'metinin râhatının hiç adedi

Çeşmi şehlâ nigehi fârik iken nik ü bedi

Sardı etrafını bin dürlü adûlar

Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi

Buna yandı yüreğim âh kedi, vâh kedi.

 

Keyfi gelse bıyığın oynatarak mırlar iken

Kızdırırsan yüzüne atlayarak hırlar iken

Kuyruğu geçse ele dırlanarak hırlar iken

Sofrada her kedinin def'ini hazırlar iken

Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi

Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

 

Keseyi kapsa dökerdi yere hep pâreleri

Ciğere işler idi tırnağının yâreleri

Koşturur oynar idi kukla gibi fareleri

Deliğe sokmaz idi bir gün o âvâreleri

Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi

Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

 

Ürperip tüyleri bir kerre deyince mırnav

Korkudan başlar idi lerzişe bakkal ile manav

Saldırırdı âdeme bulmaz ise başka bir av

Yüzünü görse köpekler diyemezken hav hav

Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi

Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

 

Sokulunca yatağa kovmak ile gitmez idi

Okşamakla tokadı tekmeyi farketmez idi

Yiyecek görse gözü, mırlaması bitmez idi

Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi

Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi...

Namık Kemal Şiirleri

6. Hürriyet Kasidesi

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten

Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten

 

Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten

Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten

 

Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma

Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten

 

Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır

Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten

 

Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir

Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten

 

Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye

Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten

 

Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler

Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten

 

Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim

Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten

 

Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake

Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten

 

Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette

Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten

 

Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi

Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten

 

Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar

Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten

 

Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı

Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten

 

Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir

hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten

 

Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim

Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten

 

Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim

Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten

 

Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette

Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten

 

Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet

Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten

 

Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın

Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten

 

Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin

Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

 

Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler

Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten

 

Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim

Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten

 

Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir

Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten

 

Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd

Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten

 

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet

Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

 

Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret

Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten

 

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet

Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

 

Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme

Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten

 

Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl

Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten

 

Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et

Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten

 

Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar

Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten

Namık Kemal Şiirleri

7. Kıtalar

I

Zalim olsa ne rütbe bi perva

Yine bünyad-ı zulmü biz yıkarız

Merkez-i hâke atsalar da bizi

Küre-i arzı patlatır çıkarız.

 

II

Çekmedim ömrümde zencir-i esaret bârını

Kayd-ı dünyadan müberrayım bilir dünya beni

İşte meydan-ı hamiyyet kaçma ey cellad-ı zulm

Ya seni mahveylesin Mevlâ cihanda ya beni.

Namık Kemal Şiirleri

 

8. Lazımsa Redifli  Gazel

Tarîk-i hakta cân ü tenden olmak yâd lâzımsa

Beni hâzır bulursun her çi bâd-â-bâd lâzımsa

 

Ne minnet intizâr-i berke ey âhen-ger-i gayret

Benim gönlümden al gel tîğ için pûlâd lâzımsa

 

Eden tahrîb-i âlem inkisâr-i kalbidir halkın

Gönül yıkma cihânı eylemek âbâd lâzımsa

 

Fenânın en münîr âyînesi mû-yi sefîdindir

Sana aklınla pîr olmak yeter irşâd lâzımsa

 

Bu kaanûn-i meşiyyet ferdi ferde etmemiş muhtâc

Sana Allaah eder herhangi işde dâd lâzımsa

 

Hatâ-yi ehl-i kesret ol kadardır bahs-ı vahdette

Rakam kâfî değildir cümlesin ta'dâd lâzımsa

 

Şuhûd erbâbının re’yince ru’yet ayn-i vâki’dir

Bu da'vâda ederler halkı ger işhâd lâzımsa

 

Gınâ geldi cihanda şöhretin sıytin kemâlinden

Kemâl’i gâh gâh etsin bilenler yâd lâzımsa

9. Mezarcı

Sen ölürsen anan ağlar

İmam ıskatını sağlar

Kurdlar, kuşlar, kırlar, dağlar

Etini yer ölmeye gör

 

Kazmayı urdum mezâre

Kemik çıktı pâre pâre

Can verüp aldanma yâre

Senden geçer ölmeye gör.

(Gülnihâl'den)

Namık Kemal Şiirleri

10. Murabba

Sıdk ile terkedelim her emeli her hevesi,

Kıralım hâil ise azmimize ten kafesi;

İnledikçe eleminden vatanın her nefesi,

Gelin imdâda diyor, bak budur Allah sesi!

 

Bize gayret yakışır, merhamet Allah'ındır;

Hükm-i âtî ne fakîrin, ne şehin-şâhındır;

Dinle feryâdını kim terceme-i âhındır

İnledikçe ne diyor, bak vatanın her nefesi.

 

Mahv eder kendini bülbül bile hürriyet içün;

Çekilir mi bu belâ âlem-i pür mihnet içün?

Dîn içün devlet içün can çekişen millet içün,

Azme hâ'il mi olurmuş bu çürük ten kafesi!..

 

Memleket bitdi, yine bitmedi hâlâ sen, ben.

Bize bu hâl ile bizden büyük olmaz düşmen;

Dest-i a'dâdayız; Allah içün, ey ehl-i vatan!

Yetişir terk edelim gayri hevâ vü hevesi...

Namık Kemal Şiirleri

11. Murabba II

Değişmez fen mi vardır, müstakır eşyâ mı kalmıştır?

Delîli sâbit olmuş binde bir davâ mı kalmıştır?

Deme insâna malûm olmadık manâ mı kalmıştır

Eğer mechûl ararsan her işin encâmı kalmıştır.

 

Sipihrin bahtını, ikbâlini hep pâymâl ettim

Hamiyyet mesleğinde terk-i evlâd-ü iyâl ettim

Hayâtımdan muazzezken vatandan infisâl ettim

Sebât ü azme hâil bir deni dünyâ mı kalmıştır?

 

Memâtı görmedim ömrümde bir inkâr eder mezhep

Fenâdır, bir fenâ dünyâdayız, intâc-ı her matlep

Firâkı, bahs ü nefyi, kadr ü nâmûsumla gördüm hep

Cihânın bir belâsından bana pervâ mı kalmıştır?

 

Musırrım, sâbitim tâ can verince halka hizmette

Fedakârın kalır ezkârı dâim kalb-i millete

Denir bir gün gelir de sâye-i feyz-i hamiyyette

Kemâl'in seng-i kabri kalmadıysa namı kalmıştır.

Namık Kemal Şiirleri

12. Ukâb – Nâme

Biz bir nice bir ukâb gördük

Düşmüş yere cismi pârelenmiş

Bir ok yarasıyle yârelenmiş

Pîçide-i İnkılâb gördük

 

Farzeyle ki bir ukâb-ı satvet

En zirvesine çıkıp bu arzın

Her noktasına şu tûl ü arzın

Sermiş kanadıyle zıll-i dehşet

 

Maşrık o zılâl ile kararmış

Bir pençesine bu mülkü almış

Bir pençe zemîn-i Hind'e salmış

Magrib o hayâl ile kararmış

 

Bâki mi kalır aceb o heykel

Zâhir mi değildir intifâhı

Her müntefihin de insâfı

Kim vardı bu yerde ondan evvel

 

Bir gün yıkılıp düşünce nâgâh

Taştansa kırarlar atsa yerler

Harb âlihesi geberdi derler

Bizler ne deriz ya Allah Allah

 

Şeytan gibi var mı başka mel'ûn

Vardır biri de anın Hülâgû

Maşrıkda misal o kanlı câdû

Mağribde nümûne Engizisyon

 

Hepsinde birer ukâb vardır

Bayraklarına olunsa dikkat

Zulm eyleyemez hukuka hidmet

Yerden göğe bir hitâb vardır

 

Yerlerde süründürür ukâbı

Dünyalara sığmamışken evvel

Her cüz'ü olur hevâma me'kel

Hakk'ın ne şedîddir ikâbı.

Namık Kemal Şiirleri

13. Vatan Şarkısı

Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır

Serhadimize kal’a bizim hâk-i bedendir

Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız, cân veririz, nâm alırız biz.

 

Kan ile kılıçdır görünen bayrağımızda

Cân korkusu gezmez ovamızda, dağımızda

Her gûşede bir şîr yatar toprağımızda

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız, cân veririz, nâm alırız biz.

 

Osmanlı adı her duyana lerze-resândır;

Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-ı cihândır

Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız, cân veririz, nâm alırız biz.

 

Top patlasın, âteşleri etrâfa saçılsın

Cennet kapısı cân veren ihvâna açılsın

Dünyâda ne bulduk ki ölümden de kaçılsın

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız, cân veririz, nâm alırız biz.

Namık Kemal Şiirleri

14. Vatan Türküsü

İşte adû, karşıda hâzır-silah,

Arş yiğitler vatan imdâdına.

Arş ileri, arş bizimdir felâh,

Arş yiğitler vatan imdâdına!

 

Cümlemizin vâlidemizdir vatan

Herkesi lûtfuyle odur besleyen.

Bastı adû göğsüne biz sağ iken;

Arş yiğitler vatan imdâdına!

 

Şân-ı vatan, hıfz-ı bilâd û ibâd

Etmededir süngünüze istinâd

Milleti eyler misiniz nâ-murâd?

Arş yiğitler vatan imdâdına!

 

Rehberimiz gayret-i merdânedir

Her taşımız bir nice bin cânedir

Câna değil meyl bugün şânedir

Arş yiğitler vatan imdâdına!

 

Yâre nişandır tenine erlerin,

Mevt ise son rutbesidir askerin.

Altı da bir, üstü de birdir yerin

Arş yiğitler vatan imdâdına!

Namık Kemal Şiirleri

15. Yoktur

Gül ruhluların misali yoktur.

Hurşidin o rengi âli yoktur.

 

Ağyar ile ülfet etmek ister

Ben ölmeden ihtimali yoktur.

 

Cevretme değil fedayı aşka,

Öldürse dahi vebali yoktur.

 

Allah'adır istinadım ancak

Nevi beşerin kemali yoktur.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Mahmud Efendi'nin Sözleriİbn-i Sina Sözleri
Şeyh Edebali SözleriNurullah Ataç Sözleri
İzzetbegoviç'in Resimli SözleriSadi Şirazi Sözleri
Ece Ayhan SözleriHacı Bektaş Veli Sözleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum