KÜTAHYA NAMAZ VAKİTLERİ

KÜTAHYA NAMAZ VAKİTLERİ

Türkiye’nin Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu topraklarına kurulmuş olan Kütahya şehri, son derece önemli ormanları ile kuzey, güney ve batısı yeşillikler ile çevrelenmiştir. Kentin komşuları arasında kuzeyde Bursa, kuzeydoğuda Bilecik, doğuda Eskişehir, güneydoğuda Afyonkarahisar, güneyde Uşak, günebatı da Manisa, batıda Balıkesir şehirleri ile çevrelenmektedir. Kütahya şehri Altıntaş, Aslanapa, Çavdarhisar, Dumlupınar, Domaniç, Emet, Gediz, Pazarlar, Şaphane, Hisarcık, Simav ve Tavşanlı olmak üzere 14 ilçeden meydana gelmektedir. Oldukça eski kuruluş tarihi ile M.Ö. 3000’li yıllarda medeniyetlerin yerleşim yeri olarak bilinmektedir. Antik çağlardan kalma Kütahya şehri ilk olarak Friglilere ev sahipliği yapmasının ardından Romalılar, Bizans İmparatorluğu, Germiyanoğulları ve Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir. Sayısız eserin bulunduğu kentte, hem Hristiyan toplumlara ait yapılar bulunurken, hem de İslam ordularının kuşatmaları sonrasında inşa edilmiş eşsiz İslami eserlere ev sahipliği yapmaktadır.

Kütahya Şehri Dini Yapısı

Frigler ile başlayan medeniyet antik çağlardan bu yana çeşitli kavimlerin istilasına uğramıştır. Kütahya şehrinde daha önce yaşamış olan Roma ve Bizanslılara ait sayısız dini eser bulunurken, Osmanlı egemenliğine dahil edilmesinin ardından kentin dört bir yanına inşa edilmiş camiler, türbeler, medreseler, külliyeler ve çeşmeler Türk-İslam eserlerinin en güzel örneklerindendir. Kentin dört bir yanında yükselen minareleri ile namaz saatleri ezan seslerinin yankılandığı sokakları, Kütahya halkının namaz vakitleri ibadet alanları arasında yer almaktadır. Kentin en eski ve günümüze dek ulaşmayı başarmış kusursuz mimariye sahip Hayme Türbesi, Çinili Cami, Ulu Cami, Şair Şeyhi Türbesi, Dönenler Cami Mevlevihanesi, Dedebali Türbesi, Rüstem Paşa Medresesi, Ana Sultan Türbesi, Paşam Sultan Türbesi, Hıdırlık Mescidi, Sunullah Gaybi Türbesi, Celaleddin Çelebi Türbesi, Şaphane Kocaseyfullah Cami en büyük İslam eserleri arasındadır.

Anadolu'da ki Türk mimarisinin en güzel örneklerinden Dönenler Cami

Kütahya’nın en eski ibadet alanları arasında yer almakta olan Dönenler Cami, 14. Yüzyıllarda mevlevihanenin semahanesi olarak inşa edilmiştir. Anadolu’da yapılan Türk mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alan yapı, içerisinde ki derviş hücreleri ve semahanesi ile günümüze dek ulaşmayı başarmıştır. Caminin hemen yanı başında bulunan ve Mevlana’nın torunu olan Ergun Çelebi’nin yattığı mezarlık ile Dönenler Camine ait Mevlevihanenin türbesi olarak kalmıştır. Her dönem tamir ve restore çalışmaları ile günümüze kada rulaştırılmaya çalışılmış caminin kitabesinde yer alan “ Ya Hazreti Ergun” yazısı dikkat çekmektedir. Halen ezan seslerinin yükseldiği Dönenler Cami, mübarek Ramazan ayları başta olmak üzere terevih namazlarında yoğun ilgi ile karşılanmaktadır.

Yıldırım Bayezid’den kalma Ulu Cami

En eski İslami eserler arasında yer alan ve Yıldırım Bayezid Cami olarak da bilinen yapı, 1300’lü yıllarda yapımına başlanılarak 1401 yılında tamamlanmıştır. Yapı Kütahya geleninde ki tüm camilerden daha büyük ve görkemli olması ile bilinmektedir. Mimar Sinan tarafından da Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında onarım görmüş cami, II. Abdülhamid Han döneminde tamamen yenilenmiştir. Her dönem büyük önem verilen Ulu Cami, günümüzde de Kütahya halkı tarafından sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarında yoğun ilgi görmektedir.