Küreselleşmeye Yaklaşımlar
Küreselleşmenin siyasal, kültürel ve ekonomik sonuçları yaygınlık kazandıkça küreselleşmeyi savunanlar kadar karşı çıkanlar da artmıştır çünkü küreselleşme ile kazananlar olduğu kadar kaybedenler de olmaktadır.
Küreselleşmeye yönelik yaklaşımları Held McGrew, Goldblatt ve Perraton ışığında aşırı küreselleşmeciler, kuşkucular ve dönüşümcüler olarak üç sınıf halinde incelebiliriz.
1) Aşırı Küreselleşmeciler
Radikaller de denilen aşırı küreselleşmecilere göre ulus devlet küreselleşme süreci ile doğru orantılı olarak önemini yitirmiştir. Bir başka deyişle aşırı küreselleşmecilere göre piyasalar artık devletlerden daha güçlüdür. Onlara göre dünya toplumu, geleneksel ulus devletlerin yerini almaktadır. Yine de aşırı küreselleşmeciler kendi içinde de aynı fikirde değildir. Neo-liberaller devlet gücü üzerinde piyasanın ve bireysel otonominin başarısını memnuniyetle karşılar. Neo-marksistler ise çağdaş küreselleşmeyi baskıcı küresel kapitalizmin temsilcisi olarak değerlendirir ve onlara göre küresel kapitalizm hem uluslararasında hem de ulusların içinde eşitsizlik yaratmaktadır.
2) Küreselleşme Karşıtları
Kuşkucular olarak da anılan küreselleşme karşıtları, yaşadığımız dünyada hiçbir şeyin yeni olmadığını iddia etmektedir. Kuşkucular küreselleşmenin 19.yy’da da para ve mal hareketi ile oluştuğunu söylüyor. Küreselleşmenin yeni bir süreç olduğunu kabul etmeyen küreselleşme karşıtlarına göre küreselleşme, refah devletini yok edecek minimal devlet ve hükümeti amaçlayan çevrelerin sık sık kullandığı basit bir terim olmaktan ibarettir.
3) Dönüşümcüler
Bu grup küreselleşmeyi, modern toplumları ve dünya düzenini yeniden şekillendiren hızlı sosyal, siyasal ve ekonomik değişmelerin arkasındaki ana siyasal güç olarak görür. Ekonomi giderek artan bir şekilde hizmet sektörüne bağlı hale gelmiştir ve artık dış ya da uluslararası ile iç işleri arasında açık bir ayrım söz konusu değildir. Dönüşümcüler aşırı küreselleşmecilerin egemen ulus devletin sonunun geldiği iddiasını da küreselleşme karşıtlarının hiçbir şey değişmedi iddiasını da reddetmektedir fakat radikallere daha yakın bir noktada durmaktadırlar.