İslam ve Siyaset

Siyaset biliminin gelişiminde İslam medeniyetinin önemli temsilcileri olan pek çok Müslüman düşünürün, filozofun ve bilginin katkısı bulunmaktadır.
İslam ve Siyaset

İslam dininin, özellikle Peygamber'in Medine'ye hicretinden sonra, siyasal bir hareket olarak gelişmesi ve Hz. Muhammed'in aynı zamanda dini ve sosyal iktidarın yanında siyasi iktidarı da elinde tutması siyasete ilişkin gelişmelerin dinle birlikte değerlendirilmesinde önemli rol oynamıştır. 

İslam dininin temel kutsal metni olan Kur'an'ın toplumların siyasal yönetimi ve örgütlenmeleriyle ilgili kesin ve somut formlar sunmaması, daha çok genel ilkeler vazetmesi ve tarihsel metodu kullanarak geçmiş toplumların yaşadıklarından örnekler vermesi İslam düşünürlerinin hareket alanını genişletmiş ve bu konuda farklı görüşlerin ileri sürülmesine imkan vermiştir. 

Kur'an'a göre Allah evrenin hakiki hükümdarıdır. İnsan O'nun yeryüzündeki halifesidir. İnsanlar arasında seçtiği hükümdarların en önemli görevleri adaletle hareket etmek ve şahsi arzularına kapılmamaktır. Kendilerine iktidar verilmiş olanların adaleti ayakta tutmaları, düzeni sağlamaları ve bozgunculuğu önlemeleri ısrarla tavsiye edilirken iktidarın kullanımıyla ilgili çeşitli sınırlayıcı engeller de konmuştur. 

İslam'ın Siyasete Bakışı

Genelde iktidarın belli ölçüler içerisinde kullanılması ve uyulması, zorunlu kurallar getirilmiş olması siyasal iktidara ilişkin işlerin ve faaliyetlerin de din çerçevesi içerisinde mütalaa edilmesini ve bu alanın da dindarlığın ortaya konulduğu, dindarlık ölçülerine göre değerlendirilebildiği bir alan olarak ele alınmasını sağlamıştır.

Bu nedenle İslam düşünürleri siyaseti dinden ve kutsal alandan bağımsız bir saha olarak değil dinin kapsamında ve dinin temel ilkelerine göre işlenmesi gereken toplumsal hayatın bir gerçekliği olarak değerlendirmişlerdir. 

İslam dini temelde bütüncül bir din olup, toplumsal ve bireysel hayatın tüm alanlarını düzenlemekte, dinden bağımsız bir alan bırakmamaktadır. Bu düzenlemeler mesela medeni hukuk gibi siyasal ilişkileri ilgilendiren toplumsal alanlarda genel çizgilerin belirlenmesi şeklinde ortaya konmuştur.

İslam düşünürlerinin siyaset olgusuna yaklaşımlarında temelde dinin evren ve toplum anlayışı belirleyici rol oynamakta ve bu alanın da ahlak eylemler alanı olarak değerlendirilmesi çabası öne çıkmaktadır. 

İslam Düşünürleri

İslam düşünürü Farabi, "İlimler Sayımı" adlı eserinde doğal ihtiyaçların zorlanmasıyla bir şehir kuran insanların irade ile yaptıkları işleri ve hareketleri ele alan bilime medeni ilim demekte ve siyasete ilişkin davranışların incelenmesini ele alacak siyaset bilimini bu kategori içerisinde düşünmektedir.

Diğer bir İslam düşünürü olan Gazali de yaptığı ilimlerin tasnifinde din ile ilgili olmayanlar ve din ile ilgili olanlar şeklinde iki ana kategori oluşturmuş ve siyaset ilmini metafizik, ahlak ve psikoloji ile birlikte din ile ilgili olan ilimler kategorisine yerleştirmiştir.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.