Fast Food ve Hazır Gıda Tehlikesi!

Hazır gıda ve fast food tüketimi, ürogenital kanserlerine yakalanma riskini artırıyor.
Fast Food ve Hazır Gıda Tehlikesi!

Hazır gıdaları sürekli tüketiyoruz. Hayatımızın vazgeçilmezlerinden biri haline gelen bu ürünlerin ne kadar tehlikeli olduğunun gerçekten farkında mısınız? Aynı zamanda beslenme biçimi de sağlığımızı etkileyen önemli faktörlerden biri. Ancak gün geçtikçe dengesiz beslenme hız kazanıyor!

Prof. Dr. Hasan Biri, aşırı ve dengesiz beslenme, malnütrisyon, hazır gıda ve fast food tüketiminin ürogenital kanserlerine yakalanma riskini arttırdığını dile getirdi.

Uygun diyet ve beslenme alışkanlığının ürogenital tümörler üzerinde anti-tümöral etkisi olduğunun bilindiğini belirten Hasan Biri, obezite ve yağlı beslenmenin prostat ve mesane kanseri üzerinde olumsuz etkilerinin değerlendirildiği geniş çaplı çalışmalar bulunduğunu ifade etti. 

hasanbiri

Biri, "Obezite prostat kanseri gelişimindeki en büyük çevresel risk faktörüdür. Amerika kökenli ve geniş katılımlı bir çalışmada vücut kitle endeksinin 30 kg/m2'nin üzerinde olan prostat kanseri saptanmış hastalarda kanserin daha ileri derecede ve daha ölümcül seyrettiği bildirilmiştir. Benzer bir çalışmada ise 10 yıl içinde kontrollü olarak 5 ve üzeri kilo veren hastalarda prostat kanseri gelişme sıklığının azaldığı vurgulanmıştır" şeklinde konuştu.

"BÖBREK KANSERİNE YAKALANMA RİSKİ..."

Böbrek kanserlerinin de incelendiğinde prostat kanserine benzer sonuçlar gözlendiğini vurgulayan Biri, "Yani vücut kitle endeksinin 30 kg/m2'nin üzerinde olduğu insanlarda böbrek kanserine yakalanma riskinin arttığı belirtilmiştir. Obez hastalarda prostat kanseri ve böbrek kanseri görülme sıklığının arttığı bilinse de beslenmesi bozulmuş, düşkün ve vücut kitle endeksi düşük hastalarda mesane kanseri görülme sıklığının daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Ancak Koebnick ve arkadaşları, 1995 ile 2003 yılları arasında geniş katılımlı bir çalışma sonucunda obezitenin mesane kanseri riskini bir miktar arttırdığını ancak bunun istatistiksel olarak anlamlı olmadığını vurgulamış olup, benzer bir çalışmada ise vücut kitle endeksi ile mesane kanseri arasında bir ilişki olmadığı belirtilmiştir. Bu konuyla ilgili en ilginç çalışmada ise mesane kanseri gelişmesinde rol oynayan TP53 gen mutasyonunun görülme sıklığının obez ve yüksek kilolu hastalarda daha az olduğu ortaya konulmuştur" ifadelerini kullandı.

PROSTAT KANSERİ...

Batı Avrupa ve Amerika'da yapılan geniş katılımlı çalışmaların yağlı beslenme ile prostat kanseri görülme sıklığı arasında ciddi bir ilişki olduğunu tespit ettiğini anlatan Biri, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Buna ek olarak yağlı beslenmenin prostat kanseri tanılı hastalarda prostat kanseri ölüm sıklığını da arttırdığı vurgulanmıştır. Bu konunun detayına inilen çalışmalarda ise diyetle alınan tüm yağların değil ağırlıkla doymuş yağ oranı yüksek olan gıdalarla beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişme riskinin arttığı savunulmuştur. Bunun sonucunda yüksek oranda hayvansal yağlar ve doymuş yağlarla beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişme sıklığı arasında ciddi bir ilişki bulunmaktadır."

OMEGA-3 ÖNEMLİ

Ritch ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada yağ asitlerinin prostat kanseri üzerindeki etkilerinin araştırıldığını ve Omega- 6 yağ asitleri içeren besinlerle beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişiminin daha sık, Omega-3 yağ asitleri ile beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişme sıklığının ise daha az olduğunun tespit edildiğini ifade eden Biri, şunları kaydetti:

"Omega-3 yağ asitleri en çok soğuk iklimlerde yetişen somon, sardalya, uskumru, ton balığı gibi balıkların yağ dokusunda bulunmakta olup Omega-6 ise bitkisel yağlarda daha çok bulunmaktadır. Aslında bu iki yağ asidinin vücutta dengeli olarak bulunması gerekir. Bu oran Omega-6 lehine bozulduğundan kanser riskini arttırdığı savunulmaktadır. Omega-6 ayçiçek yağı, susam yağı ve ceviz yağı gibi besinlerde yüksek oranda bulunmaktadır. Prostat kanserindeki gibi mesane kanserinin gelişmesinde de doymuş yağ asitleri ile beslenmenin ve beslenme ile alınan farklı tip lipitlerin rolü bulunmaktadır. Yapılan çalışmaların ortak noktası yüksek yağ oranına sahip hayvansal et tüketiminin yüksek olduğu bireylerde mesane kanserinin görülme sıklığında artış olduğudur."

"YÜZDE 30'DAN FAZLASI OLMAMALI"

Yağların, doymuş yağlar ve doymamış yağlar olarak iki grupta incelendiğini aktaran Biri, "Daha çok hayvansal besinlerde bulunan doymuş yağlar, insan sağlığı için zararlı yağlardır. Daha çok bitkisel besinlerde ve balıklarda bulunan doymamış yağlar ise insan sağlığı için yararlıdırlar. Yağlı besinleri tüketirken günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 30'dan fazlasını içermemesine dikkat etmeliyiz" diye konuştu.

"MESANE KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR"

"Yüksek glikoz içeren besinlerle beslenme sonucu oluşan yüksek kan şekeri düzeyleri kanser oluşumunda risk faktörü olarak bilinmektedir" diyen Prof. Dr. Biri, "Epidemiyolojik çalışmalar göstermiştir ki Tip II Diyabet; pankreas, karaciğer, meme, kolon ve kadın üreme organları kanserlerini arttırmaktadır. Ürogenital sistem kanserleri için yapılan çalışmalarda da kontrolsüz diyabetin özellikle böbrek ve mesane kanserlerinin riskini arttırdığı gözlenmiştir. Diyabetik hastalarda sıkça gözlenen hiperinsülinemi, obezite ve hipertansiyon bir süre sonra böbrek fonksiyonlarını bozmaya başlayarak böbrek kanseri gelişmesinde öncü bir hal alır. Öte yandan hiperinsülinemi mesane kanserlerinde de riski arttırıcı bir etkendir. Diyabetik hastalarda sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları da mesane kanseri gelişme riskini arttırıcı etki yapmaktadır" şeklinde konuştu.

KANSERİ ÖNLEYİCİ GIDALAR

Prof. Dr. Biri, kanser riskini arttıran ve azaltan besinleri ise şöyle sıraladı:

"Yaşlı koyun, sığır, keçi, tavuk, domuz eti, domuz pastırması, hamburger, sucuk, salam, sosis, tereyağı, iç yağı, yağda kızartılmış besinler, tuzlanmış besinler, tütsülenmiş besinler, nitrit, nitrat eklenmiş besinler, ateşe çok yakın pişirilmiş kebaplar kanser riskini arttıran besinlerdir. Soğan, sarımsak, lahana, havuç, ıspanak, marul, kıvırcık, salatalık, pazı, asma yaprağı, karnabahar, pırasa, şalgam, turp, biber, maydanoz, tere, nane, roka, taze-kuru fasulye, bezelye, bakla, mantar, patlıcan, enginar, kabak, yenebilen otlar kanser riskini azaltan sebzelerdendir. Portakal, greyfurt, limon, kuşburnu, böğürtlen, kızılcık, elma, armut, ayva, erik, kiraz, vişne, çilek, kavun, karpuz, üzüm, incir, nar, dut, muz, hurma, yeni dünya kanser riskini azaltan meyvelerdir. Kanser riskini azaltan kuru yemişler ise; leblebi, kestane, badem, fındık, fıstık, ceviz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.