Edvard Munch’un Çığlığı

Yapılan sanat eserlerinin hepsinin bir hikâyesi ve bizlere yansıttığı bir ruh hali vardır. Edvard Munch’un Çığlık tablosu da bunlardan sadece bir tanesidir. Haydi Edvard Munch’un Çığlığına tanıklık edelim.
Edvard Munch’un Çığlığı

Geçmişten günümüze birçok önemli tablo gelmiştir. Çok önemli olan bu tabloların hikayeleri ve altında yatan bir çok sırları vardır. Sırlar neden vardır? Aslında sırlar yoktur; insanlar sırdır. İnsanların hepsi bir birinden farklı düşünür. Çoğu zaman, bir insanı anlamamız için o insanın kendini bize anlatması gerekir. Tablolar, günümüze geldi ama bunlara düşünce ve duygu veren sanatkarlar gelmedi. Bunun içindir, tabloları anlamamızdaki zorluk ya da anlayamamak. Onun için öncelikle sanat eserlerine hayat veren, sanat dahilerinin hayat hikâyelerini dinlemekte fayda var.

Edvard Munch’u Kısaca Tanıyalım

1863 yılında Norveç’de doğmuştur. Norveç asıllı olan Edvard Munch özellikle Çığlık isimli tablosuyla tanınmıştır. Ruhsal ve duygusal konularda ele aldığı resimleriyle tanınmıştır. Dışavurumculuk akımının gelişmesinde önemli katkılar sunmuştur. İç dünyayı; içindeki karamsarlıkları, içe dönük ruh halini resimlerinde oldukça belirgin bir şekilde işlemiştir. 80 yıllık ömrünün bitimine doğru, tam tersi bir ruh haline bürünmüştür. İnsanlar yaşlandıkça daha içine kapanıp, karamsar olabiliyorken, Munch’un ise yaşama sevinci daha da artmıştır.

Çığlık Tablosu

Tabloya baktığınız zaman gördüklerimiz. Ön tarafta ızdırap  çeker gibi görünen bir porte, arka planda ise Ekeberg tepesinden Oslofijord’un görünümü yer alıyor. Oslofijord’un göğü kan kırmızısı rengindedir.

Kan Kırmızı Gökyüzü/ Çığlık

kirmizi.jpg

Hayatın Frizleri adlı serisinin bir parçası olan Çığlık ( ilk adıyla Umutsuzluk) tablosunda Munch hayat, aşk, ölüm ve melankoli gibi öğeleri hepsini bir arada işledi. Diğer eserlerinde olduğu gibi bunun da bir çok versiyonunu yaptı. 1994 ve 2004 yıllarında iki versiyon çalındı, her ikisinde de tekrar bulundu.

Bu Resmin Hikâyesi

Edvard Munch, Leonardo Da Vinci gibi sır dolu değildir. Yaptığı Çığlık resmini günlüklerinde yazmış ve bu günlükler günümüze kadar ulaşmıştır. Çığlık resminin hikâyesi, Ressam Munch iki arkadaşıyla yürürken, bu sırada ise güneş batmaktadır ve gök yüzü kan kırmızısı rengini alır. Ressam kendini yorgun hissettiği için trabzanlara yaslanmıştır. İki arkadaşı ise yürümeye devam etmişler. Munch bu sırada doğanın çığlığını hisseder. Bu resmi yaparken hastadır ve bu yorgunluğu bundan ötürü geldiği düşünülür.

Giden İki Arkadaş/ Geride Kalan Çığlık

kirmizi-3.jpg

Çığlık Rekor Fiyata Satıldı

2012 yılının Mayıs ayında Çığlık tablosu 119.9 dolara satılarak, açık artırma yoluyla satılan en pahalı sanat eseri olarak tarihe geçti.

Son Olarak

Resimde gördüğümüz Edvard Munch’tur. Çığlık, günümüzde de bir çok film sinema dünyasında da kullanıldı. Ünlü Ressam’ın bu denli duygularını iyi bir şekilde anlatması bu tablonun bu denli önemli kılınmasını sağlıyor. Edvard Munch’un Çığlığı ancak bu denli güzel hayat bulmuştur.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.