Dostoyevski'nin Nokta Atış Yaptığı 16 Tespiti
Yayınlanma:
28 Eylül 2015 Pazartesi 16:12
Güncelleme:
03 Eylül 2020 Perşembe 08:55
Dostoyevski... O, yazılarında ölümsüzlüğü bulan ve düşünceleriyle yaşadığı çağın çok ilerisinde olan bir kalemdi. İşte Dostoyevski'nin olağanüstü tespitleri...
1 16
Gerçek, dolu dolu bir acı, bazen en aklı havada insanı bile -geçici bir süre için de olsa- ciddi, sebatlı biri haline getirebilir. Hakiki bir acının bir aptalı bile akıllandırdığı olur; elbette bir süreliğine.
2 16
Çoğu güçlü insanlarda, önünde eğilebilecekleri birini ya da bir şeyi bulmaya karşı doğal bir eğilim vardır. Güçlü insan bazen kendi gücünü kaldıramaz olur, ezer onu gücü.
3 16
Baylar, yemin ederim, Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; Hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık. Fazlasıyla bilinçli olmak, bilincin her türlüsü hastalıktır.
4 16
Yaşamakla yaşamamak arasında hiçbir fark kalmadığında özgürlüğüne kavuşur insan.
5 16
Aslında insanın canını en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.
6 16
İnsanlar beni yüreklendirmek için, "burada yalnızca sıradan insanlar var." diyorlar. Oysa benim karmaşık bir insandan da çok korktuğum şey, sıradan bir insan zaten.
7 16
Çabuk anlaşılma, anlaşılan şeyin basitliğine işarettir.
8 16
İnsanların birbirine karşı içten olmalarından, gerçeği saklamamalarından daha iyi bir şey yoktur. Niçin aldatalım birbirimizi? Ne boş, ne budalaca bir uğraştır bu!
9 16
Bence insan, yakınlarını sevmek olanaksızlığıyla birlikte doğar. Akrabalar arasındaki sevgi bu bakımdan iğrençtir. Hak edilmemiştir çünkü. Sevgiyi hak etmek gerekir.
10 16
Bütün acıların üstesinden geleceğim, sırf kendi kendime 'varım' diyebilmek için. İşkenceler altında kıvransam bile, biliyorum ki 'varım'; ayağımda zincirlerle kürek çekerken hâlâ güneşi görebiliyorum, göremesem bile yaşamaya devam ediyorum ve onun olduğunu biliyorum.
11 16
Ezilmekten kurtulan aşağılık bir insan, bu kez başkalarını ezmeye başlar.
12 16
Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, şartlara bağlıdır. Her şeyi belirleyen çevredir, insansa bir hiçtir.
13 16
Anlamından çok hayatı sevmeli. Anlam ancak o zaman anlaşılır hale gelir.
14 16
Son derece tuhaf şeylere pek sevinen, gülen insanlar vardır. Sarhoş bir köylünün mimikleri, birisinin sokakta ayağının takılıp düşmesi, iki kadının ağız dalaşı -nedendir bilinmez- bazı kimseleri içten bir sevinçle coşturur.
15 16
En sefil, en sıradan birine demir yolu bileti satmak gibi bayağının bayağısı bir görev verin; bilet almaya gittiğinizde, size gücünü göstermek için, bu sefil yaratık bir anda size sanki Jüpiter'miş gibi bakma hakkını görür kendinde.
16 16
Zengin; o ki bir asalak, öyle bir asalak ki toplumu emer, sömürür. Fakir; çoğu kez ne uğruna öldüğünü bilemeden ölür.