Demokratik Olmayan Rejimler

Demokratik olmayan rejimler üzerine inceleme
Demokratik Olmayan Rejimler

Demokratik olmayan rejimler için genel olarak kullandığımız kavram diktatörlüktür. Öncelikle diktatörlüklerde demokrasiler gibi siyasal olma özelliğini paylaşır. Bu rejimlerde de devletle toplum arasında bağlar vardır. Yöneten yönetilenlerin rızasını devşirmek için çeşitli yöntemler kullanırlar ve bu rejimlerde de çekişme ve mücadele vardır.

Brooker Demokratik Olmayan Rejimler adlı kitabında bu rejimleri incelemek için beş farklı neden saymaktadır. Brooker'a göre birinci neden, son demokratikleşme halkasından sonra bile diktatörlükle yönetilen çok sayıda ülke olmasıdır. İkincisi 21.yüzyılın başında diktatörlüklerin küresel düzeyde yükselişe geçmesidir. Üçüncüsü diktatörlüğün dünya tarihinde en yaygın rejim tipi olmasıdır. dördüncüsü dünya tarihindeki öneminde dolayı siyaset biliminin gelişiminde demokratik olmayan rejimlerle ilgili çalışmaların önemi ve bu konudaki birikimdir. son olarak da diktatörlüklerin bize birçok alanda karşılaştırmalı bir bakış açısı olanağı sunmalarıdır.

Linz ve Stepan'ın taksonomisi, Linz'in otoriter ve totaliter rejim ayrımına dayansa da, bu sınıflandırmayı iki farklı rejim tipi ekleyerek geliştirir. Linz ve Stepan diktatörlük tiplerini, çoğulculuk, ideoloji, mobilizasyon ve liderlik gibi dört ölçüte göre ayırır. Bu dört ölçütte aldıkları değerlere göre de diktatörlükler otoriter, totaliter, post-otoriter, sultancı olarak dört ayrı ideal tip oluşturur. Bu ölçütlere göre ayrıştırılan dört rejim tipinin ortak noktasıysa hiçbirinde çok partili adil seçimlerin olmamasıdır. Franco İspanya'sı, Salazar Portekiz'i, Türkiye'deki tek partili dönem ve bütün askeri rejimler buna örnektir. Linz ve Stepan otoriter rejimde sınırlı ve sorunluda olsa bir siyasal çoğunluk bulunabileceğini iddia eder. Otoriter rejimler lider istihdamında çok katı kurallara göre hareket etmez. otoriter rejimin ana politik kurumunun dışından da devşirme yoluyla rejimin yöneticilik konumlarına erişmek mümkün. Nazi Almanya'sı, Stalinist Rusya gibi rejimlerle örneklenen totaliter rejimler dört değerlendirme ölçütünden otoriter rejimin diğer kutbunda yer alır. Totaliter rejimler siyasal çoğunluk bulunmadığı gibi ekonomik ve çoğunluk da bulunmaz. Linz ve Stepan'a göre, Stalin'in ölümünden sonra kominist blok ülkeleri gittikçe totaliterlikten uzaklaşmışlardır ancak otoriter rejimlere de dönüşmemişlerdir. Bu durum post-totaliter rejim sınıfını eklemelerine neden olmuştur. Brejnev dönemi Sovyetler Birliği, Honeker dönemi doğu Almanya rejimleri örneklerdir. Linz ve Stepan'ın son incelediği rejim tipini Weber'den ödünç aldıkları kavrama dayanan patrimoniyalizmin daha aşırı bir şekli olan sultancı rejimlerdir. Bu rejim tipini Duvalier yönetimindeki Haiti, Şah dönemindeki İran örnek verilir. Bu rejim tipinde siyasal çoğunluk yoktur. fakat kısıtlıda olsa ekonomik ve sosyal çoğunluk vardır. ancak bu rejimde liderin keyfi davranma özgürlüğü vardır.

Geddes demokrasilerle diktatörlükleri ayrıştırırken, minimalist demokrasiye yakın bir tanım kullanır. Buna göre bir rejimde muhalif parti yasaklanmışsa veya ciddi kurumsal engellerle karşılaşıyorsa ya da yönetici parti hiçbir zaman yürütmenin kontrolünü kaybetmediyse ve meclisteki sandalye sayısı en az üçte ikisini her seçimde kontrol edebiliyorsa, o rejim diktatörlüktür.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum