Çözüm Süreci Nedir, Çözüm Süreci Dönemi'nde Neler Yaşandı
Çözüm süreci ya da barış süreci olarak adlandırılan ve Türkiye’de uzun yıllardan beri devam eden Kürt sorununu çözmeye yönelik Ak Parti hükümeti döneminde başlatılan ve bugünlerde ise bitme noktasına gelen sürecin adıdır. Önümüzdeki günlerde de oldukça konuşulacak ve tekrardan başlanılması için adımların atılacağı çözüm sürecini yakından tanıyalım. Bu zamana kadar ne gibi aşamalardan geçilmiştir kısaca hatırlayalım.
1984 yılında başlayan ve 30 yılı aşkın süredir devam eden çatışmaların sonucunda 40.000 ile 100.000 arasında can kayıplarının yaşandığı ekonomik ve toplumsal zarlarının önüne geçebilmek için çözüm süreci çalışmalarına başlandı. Sürecin koordinatörlerinden Beşir Atalay, çözüm sürecinin Recep Tayip Erdoğan’ın 2005’teki Diyarbakır’daki konuşmasıyla işaret verdiği ve 2009 yılına gelindiğinde ise Milli Birlik ve Kardeşlik Projesiyle demokratik açılım olarak ortaya çıkmıştı.
Süreç 16 Temmuz 2014 yılında Resmi Gazete’de Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlenmesine Dair Kanun adıyla yayınlanarak kanunlaşmıştır.
Çözüm süreci döneminde yapılan çalışmalar;
Çözüm süreci, Ak Parti ve Barış ve Demokrasi Partisi olan (BDP) çalışmalarıyla yürütülmüştür. BDP, Halkların Demokrasi Partisi (HDP) çatısı altında birleşmiştir. HDP ve Ak Parti ile yürütülen çözüm süreci 7 Haziran seçimlerinden sonra bitme noktasına gelmiştir. Bu günlerde Türkiye’nin üzerinde dönen karabulutlar çözümün tekrar başlatılmasıyla birlikte tamamen son bulacak mı, temennimiz bu yönde olmalıdır. Çözüm süreci dönemine gidelim bakalım ne gibi çalışmalar gerçekleşmişti;
Uzun bir süredir devam eden ve bugünlerde bitme noktasına gelen çözüm süreci ilk olarak, 28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Recep Tayyip Erdoğan Kürt sorunu çözme noktasında İmralı’da hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyurdu. Daha sonrasında pazarlıklar “Çözüm Süreci” olarak adlandırıldı.
Sürecin devam ederken Paris’te üç PKK’lı yöneticilerin öldürülmesi, Öcalan’ın konuşmalarının basına sızdırılması ve Ak Parti binasının sabote etmesi çözüm sürecini sabote etmeye yönelik çalışmalar yaşanmıştı. Her iki taraf yapılan bu eylemleri kınayarak çözüm sürecini hızlı bir şekilde ilerlemesi için gerekli olan adımları attı.
21 Mart 2013’te Öcallan’ın mektubu Diyarbakır Nevruzunda hem Türkçe hem de Kürtçe olarak okundu. Mektupta PKK silahlı güçlerin Türkiye topraklarından çekilip ve silahları bırakılacağı duyuruldu. Erdoğan bu mektubu olumlu karşılayarak atılan bu adımı somut bir adım olarak değerlendirdi. 25 Nisan 2013 yılında PKK bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak’a çekileceğini açıkladı. Ve atılan bu adım 30 yıllık çatışmaların son adımı olmuştu.
İkinci aşama olarak anayasal değişikliklerle birlikte çatışmalar bitecek ve çekilmeler anayasal değişiklikler ile birlikte başlayacaktı. Bunun için 4 Nisan 2014’te hükümetin yedi bölge komisyonu tarafından oluşturulan ve çözüm sürecini halka anlatan Akil İnsanlar Heyeti’nin kurulacağı açıklandı.
Hükümet haftalar öncesi entelektüel ve halkın sevdiği isimlerden oluşan bir komisyon kurduğunu açıkladı. ve bunlarda sivil kuruluşlarla, üniversite öğrencileri ile bir araya gelip bilgilendirmeler yaptı. Yapılan bu çalışmalar maalesef uzun soluklu olamadı.
Çözüm sürecinde önemli bir başarının sağlanmasından sonra son dönemlerde oluşan anlaşmazlıklar ve sonrasında çıkan çatışmalar bu süreci bitirme noktasına gelmiştir. 1 Kasım seçimlerinden sonra bakalım tekrardan çözüm süreci canlandırılabilecek mi?
NeOldu. com / Özel Haber
