Benim Dünyam!

Bu evren üzerinde yaşam sürdüğüm, süreceğim dört dünyam var. Bunları sıralayacak olursam şöyle; ruhumun filizlendiği anne rahmi, doğduktan sonra yaşam sürdüğüm tabiat, ölürken gömüldüğüm mezar ve ruhumun hayat bulduğu iç dünyam, benliğim.
Benim Dünyam!

Dünyayı kocaman bir kalıba alıp boyamaya başlıyorum. Boyadığım her yeri farklı özelliklerle donatıyorum. Öyle karaları denizlerden ayırmıyor, ülkelerin arasına sınır çizgileri koymuyorum. Sadece yapmış olduğum farklılıkları belirterek, ruhların birbirleriyle arasındaki geçişini sağlıyorum.En basitinden Bir ülkeden diğer ülkeye göçmek vize gerektiren bir şey olmamalı, bir ay vize işlemleri ile uğraşarak geçişler sağlanmamalı. İnsan kendi dünyası içerisinde sınırsızca dolaşabilmeli. Biz insanların evreni sadece gördüklerimiz, dolaştıklarımız, okuduklarımız olmamalı; hissettiklerimiz ve hissetmekten uzak olduklarımız da.

Hissediyorum. Dünyanın renkleriyle hayallerimi boyuyorum adeta. Kimi yerler karanlıkta kalıyor, kimi yerler ise bir buz parçası gibi beyaz ve ruhsuz. İçimdeki karanlıklar, hissiz duygular ve hüzünler ruhumun yansıması olan renklerle belirgin hale getiriyorum. Bir heyecan kaplıyor bedenimi hissediyorum, içimdeki pembe renkli kelebekleri. Mutluluk olup uçuyor pembenin tonu olan bu kelebekler. Ne de olsa bir günlük ömürleri var bırakın doyasıya eğlensinler. Kelebeklerin canı kadar kısa süren heyecanım akşam saatlerinde yerini kara renkte olan bulutlara bırakıyor.. Üzerime gelmeyin bulutlar.. Bugün ruhumu beyaz renkli boyalarla açmak istiyorum. Bir tuvalle renkleri döksem acaba rengim ne olur. Gecenin kuytu vaktinde karanlık renkler ağır basıyor ruhumu, kapkara bir gökyüzü çiziyor, üzerine de şimşekler beliriyor. Demek ki ruh halim geceleri bu şekilde kıvranıyor, hislerim bir bukalemun gibi tabiatın o anki rengine bürünüyor. Şimdi ruhumu beyaz renklerle açsam da gri tonundan başka bir şey elde edemeyeceğim. Beyaz boyam oldukça az kalmış, sıkıntılarımı, hüzünlerimi, karamsarlıklarımı açmak için en çok kullandığım bu renk neredeyse tükenmek üzere.

Öyle değil midir yaşamımızda her geçen gün yeşil gibi iç açıcı renklerin yerini gri renkte beton duvarlar kaplıyor. Gri rengi sevmediğimden değil rengini gri renkten alan beton yapılara sitemimdir bu. İnsan eliyle yapılıp insanlığın nefesini kesen yapıları kast ediyorum. 

Artık ruhumun daralıp bir yerlere kaçmak istediği bugün elime bir sayfa alıp, rengarenk boyalarla var gücümle karalamaya başlıyorum. Böylelikle içimin gökkuşağını çizebilirim. Gökyüzüne bakıp da görmediğim gökkuşağını kağıda birçok boyanın karışımıyla çizdiğim renklerden elde edebilirim. Tam olmasa da ruhumun gökkuşağını inşâ edebilirim.

NeOldu. Com 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.