Ahmet Telli Şiirleri – En Güzel 15 Şiiri

Ahmet Telli 1946 yılında dünyaya geldi. Ahmet Telli lise öğrenimi sırasında şiir yazmaya başlayan Telli birçok eser üretti. İşte Ahmet Telli şiirleri;
Ahmet Telli Şiirleri – En Güzel 15 Şiiri

En Güzel ve Kısa Ahmet Telli Şiirleri

Ahmet Telli 2 Aralık 1946 yılında Çankırı’da doğmuştur. Öğrenimini tamamladıktan sonra öğretmenlik yapmaya başlayan Telli sıkıyönetim hükümetince tutuklanıp, görevine son verildi. Aynı zamanda Cigerhun’un şiirleri üzerine yazdığı bir yazıdan dolayı hapis yattı. Cezası biten Telli yayıncılık, yöneticilik ve editörlük yaptı. 1993’te mahkemenin vermiş olduğu kararıyla öğretmenlik görevine geri döndü ve emekliye ayrıldı. Ahmet Telli, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır. Bu içeriğimizde Ahmet Telli şiirlerini derledik.

Ahmet Telli Şiirleri;

1.  81 Yılından Bir Fotoğraf

Göz değil bunlar kesinlikle değil

irin gibi bir nefret akıyor sadece

Dudaklar yok burun yok alın yok

yüzü yok bu mumyalanmış yüzün

 

Ölümün rengi gri midir ya da korkunun

Gri midir insan hayvana benzetilirken

Uzun ve pis bir sakal sarkıyor

göğsüme iliştirilen rakamlara

 

İşte 81 yılından fotoğraf

albümlere hiç girmeyecek

Ahmet Telli Şiirleri


2. Acının Miladıyla

Acının miladıyla başlayan bir hikayedir bu

yaşayıp gelmişiz ormanlar bir yanarak

her dönemeçte uğultulu uçurumlar

her şafakta uzun uzun kurt ulumaları

Ey masalcı

otur şu geyik postuna

ve anlat şimdi bütün bunları

 

Önce yaşadıklarımızı koy ortaya

hatamızı ve sevabımızı anlat

görelim nelere kahretmişiz bunca zaman

nelere göğüs germişiz görelim bir bir

bedeli ödenmiş midir şafağın, bilelim

yaşamak

yeni acılara sürgün etse de bizi

 

Hayatımız göründüğü kadar basit değil

ama anlaşılmaz gibi de değil öyle

çoğunu unuttuk belki şimdiden

belki bitti birtakım bekleyişler

umutlar da bitti bir zaman, sevgiler de

ama unutmayalım

zulüm de biter hayatımızda

Ahmet Telli Şiirleri


3. Acının Tutanakçısıyım

Acının tutanakçısıyım

Anlatıp dururum aşkları

Ayrılıkları ve o destan

Yalnızlığını ömrümüzün

 

Göçebe, Gezgin ve Aylak

Biri miydim aklıma gelmedi

Bir çingeneyle bir bilici

Hep aynı şeydi bildiğim

 

Ve serseriliğimdi aşklar

Bir masalcıydım belki de

Yaşadım o büyük serüvenleri

Yolculuklar tarihimdi benim

 

Acılar yaşanıyordu yurdumda

Peşpeşe yakılıyordu kentler

Bense hep oralardaydım

Daha yangın başlamadan önce

Ahmet Telli Şiirleri


4. Ağulu Bir Hüzün

Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince

Suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün

Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine

Ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün...

Ahmet Telli Şiirleri


5. Akbabalar Kelebekler

Yüreği ağzında bir çocuk

Gibi alırken kalemi elime

Beceriksiz, acemi ve olasıya

Yapayalnızım her defasında

 

Bu sonuncu olsun diyorum

Ömrümün eksiksiz tek şiiri

Yazılsın artık kırk yaşımın

Ve bir aşkın bittiği bu gece

 

Akbabalar bin yıl kelebekler

Bir mevsim yaşarlarmış ki aşk

Da kısa ömürlüdür, başlar

Gibi biter yaşanmışsa eğer

 

Yaşanan ne varsa hoşgörünün

Bir parçasıdır artık ama ben

Yine de yakabilirim bu gece

Bütün anılarımı bir şiir için

 

Sonra irkiliyorum, anılarım yoksa

Dostlarım da terkedilmiştir yangın

Sürüp dururken yurdumda ki o zaman

Kıymeti harbiyesi nedir bu şiirin

 

Sabaha karşı dilim paslı

Beynim keçeleşmiştir ve yangın

Yalnızlığıma sıçrarken üşüyor

Bütün sözcükler. Umut yoktur

 

Yüreğim diyorum, kekeme

Alıngan, serseri yüreğim

Sen nerden bilebilirsin

Bir şiirin nasıl yazıldığını

Ahmet Telli Şiirleri


6. Akşamı Geciktirebilirsin Belki

Gün batarken sula fesleğenleri

balkonun kokusu sokağa taşsın

sokaklar kayıp çocuklar gibi

hırçındır, ürkek ve biraz şaşkın

 

Sular bulutlanır sen susarsın

ve kent çıngıraklı bir yılan kadar

zehirlidir artık sevgilin mahpusken

üstelik kirli bir lekeye döner umutlar

 

Acılar katlanır mendil yerine

sarışınlaşırsın bu kaçıncı güz

ellerin üşür, çiy düşer çiçeklere

beklediğin mektuplar da gelmez

 

Bomboş sayfalara dönerken aklın

tecrit'teki kitabı fareler kemiriyor

ve düşlerin sonsuz bir boşluktayken

bir sigara yakıyorsun, tutuşuyor sular

 

Akşamı geciktirebilirsin belki

suladığın fesleğenlerle, kimbilir

ama vaktin ayırdındadır şimdi

kuşlar, çocuklar ve mahpuslar

 

Usulca inse de koldemirleri

Ahmet Telli Şiirleri


7. Ankarada

I

Kumrular sokağı hüzzamdı bir zaman

Kale'ye rast vaktinde çıkılırdı

Gariptir, Sezenlerdeki hanende

Çekip gitti Sarguttan bir ay önce

 

II

Posta caddesi, Taşhan, Karpiç ve diğerleri

Ama artık meyhaneler kalmadı Ankara'da

Belki bundandı Cemal Süreya'nın Kızılay'da

Huzursuz bir zürafa gibi dolaşması

Ahmet Telli Şiirleri


8. Ayrılık Ayracı

Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun

Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın

Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi

Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu

Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor

Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde

 

Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada

Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık

Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda

Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide

Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor

Ya da erteletiyorum biletimi son anda

 

Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam

Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin

Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık

Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek

Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi

Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık

 

Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için

Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara

Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr

Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada

Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı

Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü

 

Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor

Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde

Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu

Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa

Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın

Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını

Ahmet Telli Şiirleri


9. Aşk İse Donuk..

Aşk donuklaşmış,

Pencereler yağmura hapsolmuş,

Uzaklardaki sesin, ya da yanıbaşımdaki sesin

Yağmuru bölüyor,

Belki beni çağırıyor, belki katı ruhumu,

Sarhoşluk bu olsa gerek,

Ya da okyanusun dibi gibi birşey,

Tek fark aşk donuklaşmış...

Ahmet Telli Şiirleri


10. Biten Bir Aşktan Sonra

Hiçbir şey daha kötü olamaz

Kötü biten bir aşk sonrasından

Ahrazlaşırsın, gölgelenir nesneler

Her telaş ıssızlık taşır biraz

Kabahatli bir çocuk gibi çıkarsın

Sokağa, ki sokak puslu, alıngan

Kalbinden daha tenhadır dünya

 

Tenhadır sığındığın bütün kıyılar

 

Odan dağınıktır, tütün kokuyordur

Okusan da dilsizdir kitaplar

Bir fotoğraf düşer ansızın

Cam kesiği gülüşlerdir kanayan

Pencerende solgun bir ayışığı

Mahçup bir duruşla bakarsın

Susarsın. Sükût iyi gelir belki.

Ahmet Telli Şiirleri


11. Çocuksun Sen

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen

Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu

Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen

Kum taneleri var ya onlardan birindeyim

Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor

Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

 

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

 

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun

Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum

Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup

Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

 

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar

Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa

Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun

Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların

Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar

Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

 

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

 

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit

Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık

Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık

Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

 

Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak

Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin

Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun

Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada

Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

 

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

Ahmet Telli Şiirleri


12. Eski Bir Hüzünle

Günlerdir eski bir hüzünle çıkıyorum voltaya

(kötüye işaret bu, üstelik yalnızlığa sığınıyorum)

Unutup gitmişim ezberimdeki bütün şiirleri

bulutlara bakıyorum uzun uzun, yalnız bulutlara

 

O uzak kasaba akşamları düşerken aklıma

tecrit'teki yine bir türkü tutturuyor

Ey kalbim sana denk düşüyor bütün bu acılar

acılar tek ve mutlak olan bir şeyi anlatıyor

 

Yağmur kuşları geçiyor avludan sürü sürü

dalların hışırtısını duyuyorum, üşütüyor beni

Ötede, kentin üstünde bir şimşek çakıyor birden

suretin yansıyor göğe ve her yağmur damlasına

 

Uzak bir anı oluyor her şey, silikleşiyor

ve alnım ateşler içinde, bir tutabilsen

unutup gitmişim bütün türküleri artık

(kötüye işaret bu, üstelik yalnız sana sığınıyorum)

 

Kısa süren hastalıklar vardır ya, işte öyle

geçip gidiyor akşama doğru hüzün bulutu

resmini asıyorum ranzamın başucuna yine

ve bir türkü tutturuyorum günün son çayında

-Teslim olmayalım halilim kurşun atalım!

Ahmet Telli Şiirleri


13. Geceleyin Kırda

Kuytu bir köşesindeyim

ve yorgun bedenimin altında

çıtırdıyor kuru yapraklar

Üstte kristal bir gök

ve yıldızlar

ozancasına

 

Yalnızım

sıkıntının yalnızlığı değil bu

Düşlerle el ele

yaşamayı dillendiren

ve yudum yudum özümleten

bir sevgi yalnızlığı

 

Dinlendiriyor yüreğimi

kafamı

bedenimi

serin okşayışlarıyla doğa

Dinliyorum en güzel türküsünü

kurdun kuşun

 

Uçmak için

kanat aramıyorum

Ahmet Telli Şiirleri


14. Gülüşün Eklenir Kimliğime

Gün biter gülüşün kalır bende

anılar gibi sürüklenir bulutlar

Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır

yarım kalan bir şiir belki de

 

Aykırı anlamlar arayıp durma

güz bitip sular köpürür de

kapanmaz gülüşünün açtığı yara

uçurum olur zaman her gece

 

Her gece yeni bir savaş baslar

acı ses olur, ses deli yağmur

 

Sığındığım her yer adınla anılır

ben girerim sokağı devriyeler basar

Bir de gülüşün eklenir kimliğime.

Ahmet Telli Şiirleri


15. Her Nasılsa Yalnızsın

Her nasılsa yalnızsın

Bir giz gibi deliyor yüreğini

cansıkıntılarının burgusu

ve hep bir şeyler eksik gibi

bir şeyler bekler gibisin

 

Yeni bozgunlar

yeni yenilgiler peşindesin

Bir bozkır kuraklığına dönmüş için

Oysa yalnız bir öpüştür

gurbeti türkülere dönüştüren

 

Çoktandır su vermedin

çiçeklere ve yüreğinin çeliğine

Zaman terkisine almış da öpücükleri

koşuyor sessizliğin ve yalnızlığın

iyotlu kıyılarına

 

Bir yol ayrımı ki yanlışla doğru

hüzünlerle sevinçler kolkola

Sen ki ey kalbim

yanlışları ve hüzünleri taşıdın

bunca zaman

 

Taşıyamaz yüreğinin batık sandalı

bu yalnızlığı,bu can sıkıntılarını

Yaşam gelincikler gibi beklerken seni

gecenin kapısını çalma

ey kalbim

Ahmet Telli Şiirleri

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Nilgün Marmara ŞiirleriKahraman Tazeoğlu Şiirleri
Gülten Akın ŞiirleriKaracaoğlan Şiirleri
Yaşar Kemal ŞiirleriSunay Akın Şiirleri
Adnan Yücel ŞiirleriNuri Pakdil Şiirleri
Ziya Gökalp ŞiirleriSait Faik Abasıyanık Şiirleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.