Ünlü Şair Ahmet Haşim'in Birbirinden Güzel En İyi 15 Şiiri

Bu içeriğimizde sembolizm akımını benimseyen Ahmet Haşim'in şiirlerini sizler için derledik. İşte kısa ve güzel Ahmet Haşim şiirleri...
Ünlü Şair Ahmet Haşim'in Birbirinden Güzel En İyi 15 Şiiri

Ahmet Haşim Şiirleri

Ahmet Haşim 1887 yılında Bağdat’ta dünyaya gelmiştir. Babasının memur olmasından dolayı sürekli olarak şehir değiştirmil ve farklı yerlerde büyümüştür. Annesi hayatını kaybedince 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul’a gelmiştir. Galatasaray Sultanisi’ne yatılı olarak verildikten sonra şiire merak saldı ve o zamandan itibaren şiir yazdı. Ahmet Haşim 4 Haziran 1933 yılında hayatını kaybetti. Şair öldüğünde geriye birçok eser bıraktı. Bu içeriğimizde sizler için tıpkı Ahmet Haşim sözleri içeriğinde olduğu gibi en güzel sözler ve kısa Ahmet Haşim aşk şiirlerini derledik.

Ahmet Haşim'in sembolist şiirleri;

1. Merdiven

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...

 

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...

 

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

 

Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta,

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...

Ahmet Haşim Şiirleri


2. Bir Günün Sonunda Arzu

Yorgun gözümün halkalarında

Güller gibi fecr oldu nümayan,

Güller gibi... sonsuz, iri güller

Güller ki kamıştan daha nalan;

Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar

Tekrarını ömrün eder ilân.

Kuşlar mıdır onlar ki her akşam

Alemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam

Bir sırma kemerdir suya baksam;

Üstümde sema kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam

Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Ahmet Haşim Şiirleri


3. Karanfil

Yarin dudağından getirilmiş

Bir katre alevdir bu karanfil,

Gönlüm acısından bunu bildi!

 

Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer

Kızgın kokusundan kelebekler;

Gönlüm ona pervane kesildi.

Ahmet Haşim Şiirleri


4. Ağaç

Gün bitti. Ağaçta neş`e söndü.

Yaprak ateş oldu, kuş da yakut;

Yaprakla kuşun parıltısından

Havuzun suyu erguvana döndü.

Ahmet Haşim Şiirleri


5. Orman

Su değil, mesimin havası akan

Duyduğun yaprağın, dalın sesidir

Suda yıldızların parıltısıdır

Bu karanlıkta bazı bazı çakan...

Ahmet Haşim Şiirleri


6. Mukaddime

Zannetme ki güldür, ne de lale,

Âteş doludur, tutma yanarsın,

Karşında şu gülgûn piyale...

 

İçmişti Fuzûlî bu alevden,

Düşmüştü bu iksîr ile mecnûn

Şi'rin sana anlattığı hâle...

 

Yanmakta bu sâgardan içenler,

Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı,

Baştan başa efgân ile nâle...

 

Âteş doludur, tutma yanarsın,

Karşında şu gülgûn piyale...

Ahmet Haşim Şiirleri


7. Akşam Yine Toplandı Derinde

Canan gülüyor eski yerinde

Canan ki gündüzleri gelmez

Akşam görünür havuz üzerinde,

 

Mehtab, kemer taze belinde

Üstünde sema, gizli bir örtü

Yıldızlar, onun gülüdür elinde...

Ahmet Haşim Şiirleri


8. Parıltı

Ateş gibi bir nehr akıyordu

Ruhumla o ruhun arasından

Bahsetti derinden ona halim

Aşkın bu onulmaz yarasından.

 

Vurdukça bu nehrin ona aksi

Kaçtım o bakıştan, o dudaktan

Baktım ona sesizce uzaktan

Vurdukça bu aşkın ona aksi...

Ahmet Haşim Şiirleri


9. Bahçe

Bir Acem bahçesi, bir seccade

Dolduran havzı ateşten bade.

Ne kadar gamlı bu akşam vakti

Bakışın benzemiyor mutade.

 

Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar

Dalmış üstündeki kuşlar yâda.

Bize bir zevk-i tahattur kaldı

Bu sönen, gölgelenen dünyada.

Ahmet Haşim Şiirleri


10. Bir Yaz Gecesi Hatırası

İşveyle, fısıltıyla, gülüşle

Olmuş sebi sevda yine bihap

Oklar gibi saplanmada kalbe

Düştükçe semadan yere mehtap...

 

Buseyle kilitlenmiş ağızlar

Gözler neler eyler neler israp!..

Uçmakta bu ateşli havada

Vuslat demi bir kuş gibi bitap...

Ahmet Haşim Şiirleri


11. Gece

Titreyen ellerimle penceremi

Açtım âfak-ı leyle karşı... Yine

Gecenin gölgeden menâzırına

İmtizâc eylemiş nücûm-ı bahâr...

 

Sihr-i eb'ad içinde şimdi gümüş

Bir sehâb andıran miyâh uyumuş..

Kalb-i şeydâ-yı leyl olan rüzgâr

Esiyor gölgelerde velvelekâr...

 

Ah o bir aşk-ı bî-tenâhi mi

Geceden, tûde-i menâzırdan

Yükselen ra’şe-i hümâr ü buhâr?

 

Sanki hulyâ-yi vasla müstağrak

Şeb-i bir ıtr-ı hisle doldurarak

Dolaşan, titreşen kadınlardı...

 

Sanki bir savt-ı gâib ü mühtez

Kalbe bir aşk-ı bî-vefâ yetmez

“Seviniz, muttasıl sevin!” derdi!

Ahmet Haşim Şiirleri


12. Bülbül

Bir gamlı hazânın seherinde,

Isrâra ne hâcet yine bülbül?

 

Bil, kalbimizin bahçelerinde,

Cân verdi senin söylediğin gül.

 

Savrulmada gül şimdi havada,

Gün doğmada bir başka ziyâda.

Ahmet Haşim Şiirleri


13. O Eski Hücreye Benzer Ki

Ziya-yı şemse kapanmış bütün deriçeleri

Bir öyle hücreye benzer ki ömrümün kederi.

 

Gubar-ı ye's ü fena sinmiş orda elvana

Emel, heves bırakılmış sükut u nisyana.

 

Bütün hadayık-ı histen o toplanan ezhar

Uyur mekaabir-i minada bi-ümid-i bahar.

 

Bu penbe gül, bu gül ağır ağır erimiş

Üzerlerinde değiştikçe her mükedder kış.

 

Ocak harab ü tehi, lamba kimsesiz, a'ma

Bu samt-ı haste eder hüzn ü uzleti ima.

 

Soluk cidara asılmış, durur garik-i melal

O çehreler ki uyur gözlerinde eski hayal...

 

O eski hücreye benzer ki ömrümün kederi

Çekilmiş ufk-ı teselliye karşı perdeleri...

Ahmet Haşim Şiirleri


14. Karanlık

Aşkın bu karanlık gecesinde

Bülbül yine vahşi müterennim

Mecnûn'u terk etti mi Leylâ?

Vahşî sesi firkat sesi sandım.

 

Aşkın bu karanlık gecesinde,

Hicrânımı duydum, seni andım,

Firkatzede bülbül gibi yandım.

Ahmet Haşim Şiirleri


15. Havuz

Akşam yine toplandı derinde...

 

Canan gülüyor eski yerinde

Canan ki gündüzleri gelmez

Akşam görünür havz üzerinde,

 

Meh-tab kemer taze belinde

Üstünde sema gizli bir örtü

Yıldızlar onun güldür elinde...

Ahmet Haşim Şiirleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum