1989 Zorunlu Bulgaristan Göçü Öncesi ve Sonrası

Sovyetler'in son çırpınışları, Soğuk Savaş döneminin sonlarında Bulgaristan'da yaşanan asimilasyon çalışmaları ve sonrasında yaşanan gelişmeler...
1989 Zorunlu Bulgaristan Göçü Öncesi ve Sonrası

14. yüzyıldan 1989'a kadar bugünkü Bulgaristan sınırları içerisinde yaşanan Türkler, 1989'da Avrupa'nın en büyük göçünü yaşadılar. Göçe Sovyetlerin son çırpışlarıyla uygulamaya çalıştığı asimilasyon politikaları neden oldu. Gelenek, göreneklerini yaşayamayan, isimlerini değiştirmek zorunda kalan, camileri mühürlenen ve bu baskı altında yaşamak istemeyen Türkler çareyi Türkiye'ye göç etmekte buldu. 

 

goc5.jpeg

Asimilasyonların Nedenleri

Bulgaristan ve Sovyeler arasındaki ilişki Bulgaristan'ın İkinci Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında girmesiyle başladı. İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetlerin işgalinden sonra faşist rejim devrildi ve yerine Komünist rejim geldi. Türkler azınlık isteklerini yerine getirmeye söz verdiği için Komüst Vatan Partisi'ni destekledi. Birkaç sene sonra ise iktidara gelen Bulgaristan Komünist Partisi ile işin rengi değişmeye başladı çünkü Bulgaristan Komünist Partisine göre, sosyalist bir devletin en büyük tehtidi azınlıklardı. Bu yüzden Türkler sosyalizm için büyük engeldi. 

Türkler uzun yıllar Bulgaristan'da çoğunluk olarak yaşadılar. Komünist rejim asimilasyonu tamamlamak ve hızlandırmak için Türk nüfusunun azaltılmasını Türkleri çeşitli yöntemlerle yıldırarak sağlamalıydı. Bu yüzden işe dilleri ile başladı ve arkası geldi.

goc1-001.jpg

 

Yapılan Asimilasyonlar

Aslında Bulgaristan'dan Türkiye'ye dönem dönem kitlesel göçler gerçekleşti. Bu göçlere göre 1950'da Bulgaristan'dan Türkiye'ye 154 bin kişi göç etti. Ardından 1968-1978 yılları arasında ise 130 bin kadar kişi göç etti. Sovyetlerin emriyle ilk önce Türk basın kurumlarının sayısı azaltıldı ve zamanla yok edildi. Ardından Türk okulları da Bulgar okulları ile birleştirildi. Böylelikle Türk öğretmenler görevlerinden uzaklaştırıldı. Ardından kendi basın ve yayın organları ile Bulgaristan sınırları içerinden Türk olmadığı ve Osmanlı'nın Türkleştiridiği Bulgarların olduğu empoze edilmeye başladı. 

Asimilasyonlar 1970 ve sonrasın şiddetli bir şekilde devam etti. Komünist hükümet, camilerin bir kısmını ibadete kapattı ve açık olan camilere ise sadece yaşlıların gitmesine izin verdi. Türkler yapılan bu uygulamalardan rahatsız olmaya başlamıştı fakat her geçen gün Türkleri yoran uygulamalara bir yenisi daha ekleniyordu. Erkek çocukların sünnet edilmesi yasaktı ve ettirenler hapishaneye atılıyordu. Asimilasyon mezar taşlarına kadar indi ve eski mezar taşları teker teker imha edildi. 

Türkler anadillerini konuşamıyorlardı. Okullarda eğitim dili Bulgarca aynı zamanda Rusça'ydı. Bir süre sonra ise Türklerin isimleri değiştirilmeye başladı. Bu yeni isimlerle yeni kimlikleri okul kayıtları ve pasaportları yapıldı. İsim değiştirilmesinin de bir açıklaması vardı elbette. Komüst Hükümet, Bulgaristan sınırları içerisinde Türk olmadığı, Osmanlı Devleti'nin Türkleştirdiği Bulgarlar olduğunu söylüyordu. Bu yüzden isim değiştirme işlemlerine başladı ve buna 'soya dönüş süreci' denildi. 

goc4-001.jpg

 

Büyük Göç

1989'a geldiğimizde ise Türkiye asimilasyon sürecine daha fazla göz yummadı ve sınır kapısını açacağını belirtti. Bulgar Hükümeti bu açıklamadan sonra Türklere pasaportlarını dağıtmaya başladı fakat göç süreci düşünüldüğü kadar kolay olmadı. Pasaportunu alan herkesin eşyaları sokaklara atıldı ve göçe zorlandı. Trenlere kadar çok zor bir şekilde ilerlemeye çalışan Türklere Bulgar hükümeti hiçbir yardımda bulunmadı. Büyük eziyetlerle trenlere ulaşıldı ve Türkiye'ye doğru hareket edildi. Bu göç dalgası Komünist hükümetin beklentilerini boşa çıkardı ve asimilasyonun mimarı Jivkov'u ev hapsine mahkum etti. Ardından Bulgaristan sınırları içerinde asimilasyonun izlerini silme çalışmaları başladı. Camiler açıldı, Türklere isimleri geri verilmeye başladı. 

goc-3.jpg

 

Göç Sonrası

1989'da büyük göç ardından Sovyetler'in dağılma ile birlikte hem Bulgaristan hem de dünya düzeninde değişimler olmaya başladı. Bulgaristan Hak ve Özgürlük Hareketi isimli bir Türk partisi kuruldu. Seneler sonra Avrupa Birliği'ne katılan Bulgaristan, 2012'de ise geçmişte yapılan asimilasyonları kınadığını açıkladı.

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.